03-04-2019 13:01:33 Son Güncelleme: 03-04-2019 13:46:33

Petroleum İstanbul 2019’da, “Buhar Geri Dönüşüm Sistemleri” masaya yatırıldı

Alanında dünyanın en büyük ve en çok ziyaret edilen fuarı olan Petroleum Istanbul, fuar kapsamında düzenlediği akademik oturumlarla, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK başta olmak üzere, enerjiyle ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarını özel sektör ile buluşturdu.
Petroleum İstanbul 2019’da, “Buhar Geri Dönüşüm Sistemleri” masaya yatırıldı

Petroleum İstanbul Akademi çatısı altında gerçekleştirilen “Buhar Geri Dönüşüm Sistemleri” başlıklı oturumda,  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 5 Aralık 2018 tarih ve 30616 sayılı ‘’BENZİN VE NAFTANIN DEPOLANMASI VE DAĞITILMASINDAN KAYNAKLANAN UÇUCU ORGANİK BİLEŞİK EMİSYONLARININ KONTROLÜ‘’ yönetmeliğinin içeriği, amacı, sektöre olan etkisi, sektörün beklentileri ve ihtiyaç duyulan ekipman ve teknik şartlara yönelik bilgilendirme yapıldı. PETDER Genel Sekreteri Niyazi İLTER’in  moderatörlüğünü üstlendiği oturumda,  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı- Hava Yönetimi Dairesi Başkanlığı Şube Müdürü Vekili Derya SARIOĞLU , PÜİS Genel Başkan Yardımcısı Coşkun TURCAN , TABGİS Başkan Vekili Murat Bilgin  ve ALDED Başkanı Ertüm TÜFEKÇİ yer aldı.

 

Benzin ve naftanın terminallerde veya akaryakıt istasyonlarında depolanması ve dolumu için kullanılan her türlü düzeneği ve ayrıca benzin ve naftanın terminaller arası veya bir terminalden akaryakıt istasyonuna taşınması için kullanılan tankerler ile akaryakıt istasyonlarının kurulumu ve işletimine ilişkin gereklilikleri kapsayan yönetmelik 5 Aralık 2020’de yürürlüğe girecek.

Bu yönetmelik ile söz konusu akaryakıt ürünlerinin depolanması, dolumu, nakliyesi ile akaryakıt istasyonlarında motorlu taşıtlara yakıt doldurulması sırasında yapılan / kullanılan tesis ve tankerlerden salınan Benzen, Toluen, Ksilen ve benzeri organik buhar ve gazların azaltılmasının hedeflendiğini söyleyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü  - Hava Yönetimi Dairesi Başkanlığı Şube Müdürü Vekili Derya Sarıoğlu bu yönetmeliğin amacı, içeriği, gerekliliği ve sektörde yapılması gereken düzenlemelere ilişkin sektör mensupları ile şu bilgileri paylaştı:

  “ Söz konusu yönetmelik ile petrol depolama tesisleri ve akaryakıt istasyonlarında Uçucu Organik Bileşenler -UOB kontrolüne ilişkin ekipmanların kurulumu, kontrolü ve yeterliliğine ilişkin sistem oluşturulması ile benzin buharının tutulması ve geri kazanılması sonucunda, özellikle kanserojen madde içeriği bulunduğundan insan sağlığını, yer seviyesi ozon kirliliğine sebep olarak çevre kalitesini olumsuz etkileyen UOB emisyonlarının kontrolü ve azaltılması sağlanacaktır. Bazı bölgelerde hava kalitesi açısından karbon emisyon değerlerinin yüksek olduğunu biliyoruz. İnsan sağlığına olumsuz etkilerini azaltmayı hedefliyoruz. Bu düzenlemenin ekonomi açısından da hammadde ve enerji verimliliğine katkısı olacağını düşünüyoruz.

 

Çalıştığımız 4 tane UOB emisyonunun kontrolüne  ilişkin direktif var. Bu mevzuat bunlardan bir tanesi. Bunun dışında  henüz taslak halinde olup, yakında çıkacak olan iki yönetmelik daha var. Bu yönetmelik 5 Aralık 2020’de yürürlüğe girecek. Biz de bu dönemde alt mevzuat çalışmalarını yürüteceğiz. Akaryakıt istasyonlarında motorlu taşıtlara yakıt ikmali esnasında oluşan buharların geri kazanımı amacıyla kurulan buhar geri kazanım sistemi etkinlik testleri ve doğrulamasının TS EN 16321 Standartlarına uygunluğunun yetkilendirilmiş kurum/kuruluş tarafından onaylanması gerekir. Bu süre zarfında yetkilendirilmiş kuruluşları belirleyeceğiz.”  

 

 

Hava Yönetimi Dairesi Başkanlığı Şube Müdürü Vekili Derya Sarıoğlu:  “Ulusal marker için pilot çalışma gerçekleştireceğiz”

Buhar geri dönüşüm sistemleri ile teknik standartlara uygun olmayan ürünün oluşarak ulusal markeri bozma tehdidi dolayısıyla, 5607 sayılı akaryakıt kaçakçılık kanunu kapsamında sektörün cezai durumlarla karşılaşması endişesine yönelik açıklamada bulunan Sarıoğlu, “ Bir çalışma grubumuz var. Bununla ilgili EPDK ve TUBİTAK ile genleşmenin en fazla olduğu, sıcakların yoğun yaşandığı yaz döneminde pilot çalışma gerçekleştireceğiz. Bu mevzuatın uygulanabilirliği için EPDK’nın düzenlemesi gereken unsurlar olursa yine  birlikte çalışacağız. Aynı zamanda TSE ile de çalışmalarımızı sürdürüyor olacağız.” diye konuştu.

 

 

 

ALDED Başkanı Ertüm Tüfekçi: “ Buhar Geri Dönüşüm Sistemleri” ne odaklandık

ALDED Başkanı Ertüm Tüfekçi ,yönetmeliğe uygun olarak sahada yapılacak teknik çalışmalara yönelik bilgi verdi. Tüfekçi, son bir yıldır bu konuya odaklandıklarını dile getirerek, “ Türkiye’de bu hizmeti verecek olan firmalar teknik kadrolarını eğitmeye başlamış durumda. Yaklaşık 1000 kişilik bir teknisyen kadrosu var.   Buhar geri dönüşüm sistemlerini temelde 2 başlıkta sınıflandırıyoruz. Faz 1 olarak tankerden akaryakıt tanklarına dolum esnasında buhar geri dönüşümü, Faz 2 ise dispenserlerden araçlara akaryakıt dolumu esnasında buhar geri dönüşümü olarak adlandırılıyor.

Yönetmelikte belirtilmiş olan Faz 1 b kısmının yani nefesliklerdeki uygulamaların, tecrübelerimize göre 1 gün içerisinde bitirilebileceğine inanıyoruz. Kurşunsuz benzinin olduğu nefesliklerin bir araya getirilip, nefesliklerine  ona uygun valf -ekipman ve çıkış hattına adaptör takacağız. Bu iş sadece bir günde bitebilir. Buna geçiş sürecinde, teknik anlamda bir inşaat maliyeti ve zaman kaybı olacağını düşünmüyoruz. Ancak faz 2 olarak anlatılan süreç hepimiz için çok önemli bir konu. Bu konuyu ikiye ayırabiliriz. Yeni bir istasyona geçilecekse 2021 tarihinden sonra alınacak olan pompa ve yapılacak olan tesisat için bu konuda çok farklı bir uygulama olmayacak, aynı süre zarfında yapılacaktır. Tabi ki bir maliyeti olacaktır ancak ilk kurulum olduğu için maliyet çok yüksek olmayacaktır. 12 bin istasyonumuzda, derneğimizin tahminlerine göre yaklaşık 60 bin adet pompa bulunuyor. Ancak kurşunsuz benzin tabancası için durum farklı olup, bu tabancanın içine ekipman koymamız gerekiyor. Bu ekipmanın bir maliyeti ve süreci var. 2 teknisyenle bir istasyonun pompa içi uygulamaları, tabanca ve hortum  değişmesi 1 gün, bazen de 2 gün olacaktır. Bazı istasyonlarımızda 2 kolon var. Bu pompanın yanından geçiyorsa o pompayı kaldırıp kenara koymamız  gerekiyor . Tadilatlar yerinde yapılacak. Buradaki maliyet sıfır pompa gibi bir maliyet olmayacak. Çünkü büyük bir işçilik gerçekleştirilecek olup,  pompa yeniden yerine yerleştirilecektir. Bir diğeri konu ise, belki de bizi en çok yoracak olan konu; kazandığımız buharı geri götürmek için tanka, tesisat ve projeye büyük revizyon yapılacak olması. Bu istasyona göre 2 ile 5 gün arasında sürecek bir tadilat olabilir. Kimi istasyonlarımız öngörüleri doğrultusunda ek bir tesisat koymuş olabilir. Ama ne yazık ki bu Türkiye’de çok az oranda yapılan bir uygulama. Değişim sırasında pompalarda sökme işlemi olursa o pompaya ait satış işlemleri de otomatik olarak duracaktır. Dolayısıyla satış kaybının minimum olacağını düşünüyoruz. Faz 2 de tadilat süreci zarfında merkezi otoriteye bağlanılacak olması durumunda ekstra bir servis otomasyonu gerekecektir. Avrupa uygulamalarında 72 saat çalışmadığında sistemi durdurmak gerekiyor. Bu durumda istasyonda küçük çaplı bir otomasyon işlemi de olması gerekecek. Bununla beraber saha teknisyenlerini hızlandırmamız gerekir.”

 

Tüfekçi :Amacımız, yerli ve milli ürünler üretmek

İmalatçı firmaların en büyük endişesinin; bu yönetmeliğin yürürlüğe girme sürecinin uzatılması durumunda yapılan makine yatırımlarının atıl durumda kalacağı konusu olduğunu dile getiren Tüfekçi, “ Bu geçiş sürecinde dernek olarak aynı zamanda yerli ve milli ürünler yapma gayesini gösteriyoruz. Bu konudaki gelişmelerin tam netlik kazanması ve bizim de altyapı çalışmalarımızı tamamlamamız gerekiyor. Yeni istasyon açmak isteyen bir istasyon sahibi ancak ruhsat işlemlerini yapıp inşaat aşamasını geçip, istasyonu açana kadar bu işe geçmesi gerekiyor. Türkiye’de monitörleme  dahil %100 çalışan numune bir  istasyon ne yazık ki yok. Ana dağıtım firmaları bu konu ile ilgili çalışmalar yapıyor. Firmalar bu sene içinde sahada örnek istasyonları hayata geçirdiği zaman bunun net maliyetini göreceğimize inanıyorum.”

 

 

TABGİS Başkan Vekili Murat Bilgin: “ Attığınız taş, ürküttüğünüz kurbağaya değmeyecek”

 

TABGİS Başkan Vekili Murat Bilgin konuşmasında, sektörün tüm paydaşlarının, bu yönetmelik ile ilgili olarak teknik ve ekonomik kaygı taşıdığına dikkat çekti. Ulusal markerin nasıl etkileneceğine yönelik belirsizliğin en büyük endişeleri olduğunu dile getiren Bilgin, “ Geçmiş tecrübelerimize dayanarak Tübitak’a bu konuda güvenmediğimizi net bir şekilde söyleyebilirim. Bundan dolayı o kadar çok bayi mağdur oldu ki.  Bu konunun çok ciddi bir şekilde ele alınması gerek. Bir diğer konu da ADR mevzuatı. Bu mevzuata uyum sağlamak için ekonomik sorunumuz zaten var. Bir de tankerlere, üsten dolum zorunluluğu getirilmesi üzerimize ekstra yük getirecek. Çevre Bakanlığı gerçekten bizim neler yaşadığımızı bilmiyor. Türkiye'de benzin tüketimi devamlı düşüyor. Yeni alternatif yakıtlar geliyor. 17.1 milyon metreküp benzin satan Almanya bunu 14bin 408 istasyonuna uyguluyor. Biz 2.3 milyon metreküp benzin satıyoruz. Türkiye’de istasyon başına düşen benzin satışı oranı o kadar düşük ki  attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmeyecek. “ diye konuştu.

 

 

PÜİS Genel Başkan Yardımcısı Coşkun TURCAN konuşmasında,  bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesinin, mevcut olan sorunları ile baş etmeye çalışan sektör için ağır bir darbe olacağına ve istasyonların artık kar edemez duruma geldiğine dikkat çekti.

 

 

 

 

 

 

 

PETDER Genel Sekreteri Niyazi İLTER: “ Sektörün zamana ihtiyacı var”

PETDER Genel Sekreteri Niyazi İLTER, buharlı geri dönüşüm sistemleri ile en iyi ihtimalle yüzde 5 geri dönüşüm sağlanacağı durumda dahi, yapılan tüm masrafların ancak 120 yılda geri alınabildiğini belirterek bunu verdiği rakamlarla destekledi.

İLTER, buharlaştırılan ürünün ulusal markeri bozma tehdidi ve vergilendirilme konusunun henüz netlik kazanmadığına işaret ederek, tüm bu konulara kısa sürede açıklık getirilmesi gerektiğine dikkat çekti. İlter, tüm bu uygulamalar için sektörün zamana ihtiyacı olduğunu, dünyadaki teknoloji trendlerine göre aksiyon alınması gerektiğini söyleyerek, “ Öncelikle  planlama için maliyet çalışmasının yenilenmesi gerekiyor. Sektörümüzün hemen hemen her kurumla yakından ilgisi var.  Şehircilik Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, TÜBİTAK , EPDK, TSE olmak üzere tüm kurumlar ile birlikte çalışmamız lazım.  Teknolojik gelişmelerle ülke durumu göz önünde bulundurularak konunun tüm boyutlarıyla tekrar ele alınması gerekiyor. Yoksa sektör çok ciddi bir maliyet  ile karşı karşıya kalacaktır. “

 

 

 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı -Hava Yönetimi Dairesi Başkanı Nazan Özyürek ise, “Çevre ve insan sağlığı çok hassas bir konu. AB uyum süreci çalışmaları kapsamında yürürlüğe girmesini planladığımız mevzuatlarda, hiç bir kesimi zor durumda bırakmamak adına, bakanlık olarak her ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Zaten dernekler ile de iletişim halindeyiz. Gerekçelerini açıklamak şartıyla bu konuda ek  süre verilmesi mümkün. “ diye konuştu.

Benzinli araçların Avrupa Birliği'nde yoğun olmasının oradaki dizel araçların, belirli şehir merkezlerine girişinin yasak olmasından kaynaklandığını, önümüzdeki dönemde de benzer uygulama ile dizel araçların şehir merkezlerine belli saatlerde giremeyeceği uygulamaya yönelik yönetmeliğin hazırlandığının bilgisini veren Özyürek, “Dolayısıyla bu uygulama geldiğinde benzin araçlarının kullanımı artacaktır. İkinci çalışmamız da vergi sistemi ile ilgili. Daha çok kirletenin daha çok vergi verdiği bir sistemin geleceğini uygun görüyoruz .” dedi.

 

PÜİS Başkanı İmran Okumuş ise, yönetmeliğin yeni kurulacak olan istasyonlar için geçerli olması yönünde öneride bulundu.

  YORUMLAR

0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
YUKARI