2025 Biterken Lojistikte Gerçek Kırılma Nerede Yaşandı?

1985 Bursa doğumlu olan Onur Kurtay, Ukrayna Kiev Avrupa Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı eğitimi aldı. Ukrayna’da bulunduğu süre içerisinde öğrenci birliği ve iş adamları dernekleriyle ortaklaşa çalışmalarda bulunan Kurtay, Türkiye konsolosluğu ile kültür gelişimi çalışmalarında yer almış, düzenlenen çeşitli fuar organizasyonlarında iş adamları ve diplomat karşılamalarında görev almıştır. Aktif olarak Profesyonel iş hayatında Pazar araştırması, Uluslararası Pazarlama, Dış Ticaret , Markalaşma ve Uluslararası Ticari Işbirlikleri konularında çalışmalarına devam eden Onur Kurtay, Sivil Toplum Kuruluşlarında aktif görev almış, Gemlik Kent Konseyi Gençlik Meclisinde başkanlık yapmış, Ukrayna İş Adamları Derneği (TUİD) ve Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) ile ortak faaliyetlerde bulunmuştur.
Not: Bu yazı, yazarın kişisel görüş ve değerlendirmelerini içermektedir.

2025 yılı, lojistik sektörü açısından yalnızca maliyetlerin arttığı bir dönem değil; karar alma süreçlerinin ciddi şekilde sorgulanması gereken bir yıl oldu. Bu makale, lojistiğin hâlâ operasyonel bir gider kalemi olarak ele alınmasının şirket kârlılığı, nakit akışı ve satış sürdürülebilirliği üzerindeki etkilerini analiz etmektedir. Özellikle Bursa ve Anadolu merkezli üretici firmalar için öne çıkan yapısal sorunlar ve çözüm önerileri ele alınmaktadır.

2025’te Lojistik Neden Yanlış Okundu?

2025 boyunca lojistik gündemi büyük ölçüde navlun fiyatları, kapasite sorunları ve jeopolitik riskler üzerinden şekillendi. Ancak bu başlıklar, yaşanan kırılmanın sonuçlarıydı, nedenleri değil.

Asıl problem, lojistiğin hâlâ: Satın alma pazarlığı, operasyonel takip, muhasebe gideri olarak ele alınmasıdır.

Günümüz küresel ticaretinde lojistik, satışın sürekliliğini, tahsilat hızını ve müşteri sadakatini belirleyen stratejik bir yönetim alanıdır. Bu bakış açısı geliştirilemediği sürece, maliyetler kontrol altına alınsa dahi kârlılık sürdürülebilir olmamaktadır.

Satış, Lojistik Uyumsuzluğu ve Gizli Kârlılık Kaybı

2025 yılında birçok şirkette ortak bir tablo ortaya çıktı:
Ciro artıyor ancak net kâr aynı oranda büyümüyor.

Bunun temel nedenlerinden biri, satış ekiplerinin lojistik kapasiteyle uyumlu olmayan taahhütler vermesidir. Dar teslimat pencereleri, agresif terminler ve esneklik beklentisi, lojistik tarafında şu sonuçları doğurdu: Ek sefer maliyetleri, alternatif ve pahalı taşıma çözümleri, operasyonel stres ve verimsizlik.

onur kurtay lojistik makale görseliBu maliyetler çoğu zaman:

  • Ürün fiyatına yansıtılmadı,
  • Satış kârlılığına doğru şekilde dağıtılmadı.

Sonuç olarak şirketler, farkında olmadan kârsız satış hacmi üretti.

 

Lojistik ve Finans Göz Ardı Edilen Nakit Akışı Etkisi

Lojistik performansın finansal etkisi çoğu şirkette hâlâ yeterince ölçülmemektedir. Oysa teslimat gecikmeleri doğrudan şu zinciri tetikler:

Geciken teslimat -Geciken fatura – Uzayan tahsilat -Artan finansman maliyeti

Özellikle 2025 yılında artan faiz ortamında, lojistik kaynaklı her gecikme şirketlerin işletme sermayesi ihtiyacını büyütmüştür.

Avrupa’da birçok şirket lojistik performansı şu metrikle takip etmektedir:
Siparişten Tahsilata Kadar Geçen Süre

Türkiye’de ise ölçüm hâlâ büyük ölçüde:

Araç kaç günde teslim etti? seviyesindedir. Bu yaklaşım, finansal resmin önemli bir bölümünü görünmez kılmaktadır.

 

Bursa Örneği, Hız Avantajı Neden Yeterli Olmadı?

Bursa, üretim kabiliyeti ve Avrupa’ya yakınlığı sayesinde lojistik açıdan avantajlı bir konumdadır. Ancak 2025 yılı, bu avantajların tek başına yeterli olmadığını göstermiştir.

Avrupa pazarında müşteri beklentisi değişmiştir. Bugün öncelik:

  • Daha hızlı teslimat değil,
  • Daha öngörülebilir ve tutarlı teslimattır.

Bursa’daki birçok firmanın karşılaştığı temel sorun; hız odaklı çalışırken süreç standardizasyonunu ve ölçülebilirliği ihmal etmesidir. Bu durum, müşteri güveninin zedelenmesine ve sözleşme yenileme süreçlerinde dezavantajlara yol açmaktadır.

Filo ve Tedarikçi Yönetiminde Yapısal Hatalar

2025’te kapasite sorunlarına karşı birçok şirket: Filoyu büyütmeyi, alternatif taşıyıcı sayısını artırmayı tercih etti. Ancak çoğu zaman şu adımlar atılmadı:

  • Sezonsal stres testleri
  • Risk senaryoları
  • Alternatif maliyet analizleri

Bu nedenle kapasite artışı, maliyet kontrolü yerine kontrolsüz büyümeye dönüştü.

 

Kritik Değerlendirme Soruları

2026’ya girerken şirket üst yönetiminin şu sorulara net cevap verebilmesi gerekmektedir:

  1. Lojistik kararlarımız satış kârlılığıyla entegre mi?
  2. Teslimat sapmalarının yıllık finansal maliyetini biliyor muyuz?
  3. Dar teslimat pencerelerini hangi müşterilere, hangi bedelle veriyoruz?
  4. Lojistik performansı finansal KPI’larla birlikte ölçüyor muyuz?
  5. Operasyonel riskleri önceden test ediyor muyuz?

Bu sorulara verilen cevaplar, şirketin rekabet gücünü doğrudan belirleyecektir.

Son olarak;

2025 yılı lojistik sektörü için bir uyarı niteliği taşımaktadır. Sorun; tır, rota ya da sınır kapılarında değil, lojistiğin şirket stratejisinde konumlandırıldığı yerdedir.

Lojistiği satış, finans ve stratejiyle entegre eden şirketler için 2026 önemli fırsatlar sunacaktır. Aksi halde büyüme yalnızca rakamsal kalacak, değer üretmeyecektir.

 

Yayınlama: 29.12.2025
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.