3.500 kilogram ve altındaki kamyonet ve hafif ticari araçlara getirilen tartı zorunluluğu, lojistikten inşaata, KOBİ taşımacılığından şehir içi teslimat operasyonlarına kadar geniş bir yelpazede sektörü zorlamaya başladı.
3.500 kilogram ve altındaki kamyonet ve hafif ticari araçlara getirilen tartı zorunluluğu, lojistikten inşaata, KOBİ taşımacılığından şehir içi teslimat operasyonlarına kadar geniş bir yelpazede sektörü zorlamaya başladı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın kantar muafiyetini kaldırmasıyla birlikte, söz konusu araçlar artık Karayolları Denetim İstasyonlarında “bayrakçı yöntemiyle sondajlama” usulüyle denetleniyor.
Firmalar, özellikle yoğun hatlarda kantar istasyonlarının yeni yükü kaldırmakta zorlandığını, denetime yönlendirilen hafif ticari araçların bekleme sürelerinin arttığını ifade ediyor. Şehir içi ekspres teslimat yapan işletmeler ise zaman kaybının operasyon maliyetini doğrudan yükselttiğini belirtiyor.
Nakliye temsilcileri, “Bu araçların büyük kısmı parça yük taşıyor, çoğu zaman azami yüklü ağırlığı aşmıyoruz. Fakat denetime girme ihtimali bile planlamayı sekteye uğratıyor,” diyerek sürecin yeniden gözden geçirilmesini talep ediyor.
Sektörün en güçlü talebi, 3.500 kg sınırının güncel şartlara göre yeniden belirlenmesi. Hafif ticari araç üreticilerinin dahi 3.5 ton sınıfı için farklı mühendislik çözümleri geliştirdiği bir dönemde, iş dünyası bu sınırın günümüz lojistik ihtiyaçlarını karşılamadığını savunuyor.
Avrupa’da bazı ülkelerde hafif ticari taşıtların sınırı 4.250 kg seviyesinde bulunuyor. Türkiye’de ise kapalı kasa kamyonetlerin bir kısmının boş ağırlığı 3 tona yaklaştığı için, mevcut düzenleme pratikte 100–300 kg gibi çok düşük bir yükleme kapasitesi bırakabiliyor.
Bu durumun özellikle küçük ölçekli taşımacıları cezai işleme açık hale getirdiğine dikkat çekiliyor. Sektör temsilcileri ve bazı milletvekilleri, sınırın Avrupa uyumlu şekilde yükseltilmesinin hem teknik hem de ekonomik açıdan daha gerçekçi bir seçenek olduğunu savunuyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı kaynakları ise düzenlemenin temel gerekçesini suistimallerin artması, araçların sınırın üzerinde yüklenmesi, yol güvenliği riskleri ve altyapı tahribatı olarak açıklıyor.
Bakanlık, denetimlerin her aracı kapsamayacağını, yalnızca seçilen araçların tartıya yönlendirildiğini vurgulayarak sistemin “ölçülü ve ihtiyaç odaklı” yürütüldüğünü belirtiyor. Ayrıca 2025 programı kapsamında denetim istasyonlarına yeni ekipman ve personel takviyesi planlanıyor.
Bu tablo, özellikle şehir içi hızlı teslimat yapan taşımacılık şirketlerinde kaygıyı artırıyor.
Lojistik çevreleri, hem güvenliği sağlayan hem de operasyon akışını bozmayan bir revize model geliştirilmesi gerektiği görüşünde. Öneriler arasında:
yer alıyor.