Mercedes-Benz Türk Otobüs Pazarlama ve Satış Direktörü Osman N. Aksoy : “ OMNIPlus On sektörde devrim yaratıyor”

Mercedes-Benz Türk, yeni nesil otobüsleriyle konfor ve güvenlikte standartları belirlemeye devam ediyor. Mercedes-Benz Türk’ün her yıl geleneksel olarak sektöre sunduğu yenilikler, kaptanlardan, müşterilerden ve yetkili servislerden gelen ihtiyaç ve geri bildirimler doğrultusunda şekillendiriliyor.

OmniPlus On Dijital Servis Entegrasyonu ile sektörde devrim yaratan Mercedes-Benz Türk, araçların bakım, takip ve yönetim süreçlerinde önemli bir dijital dönüşüm sağlıyor.

Yolcu konforu, kaptan güvenliği ve işletme maliyetlerine doğrudan katkı sağlayacak 2026 yılı yenilikleri otobüs standartlarındaki çıtayı bir üst seviyeye çıkarmaya hazırlanıyor. Mercedes-Benz Türk, bu adımlarla hem pazardaki liderliğini sürdürmeye hem de otobüs sektörünün geleceğini şekillendirmeye devam ediyor.

Mercedes-Benz Türk Otobüs Pazarlama ve Satış Direktörü Osman N. Aksoy ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Aksoy, bu röportajımızda 2025  otobüs pazarını değerlendirirken, yüksek faiz ve ekonomik dalgalanmaların sektör üzerindeki etkilerine ve son dönem gelişmelere yönelik sorularımızı da yanıtladı. Aksoy, Travego ve Tourismo modellerinde sahadan gelen geri bildirimlerle hayata geçirilen 25 yeniliğin önemine dikkat çekerek, OmniPlus On Dijital Servis Entegrasyonu ve MirrorCam teknolojisi, fiyat sabitleme uygulaması ve servis sözleşmelerinin sektördeki dönüşümü desteklediğini vurguladı.  

• 2025 yılı başında şehirler arası ve turizm pazarındaki satış beklentinizi düşünürsek, bugün gelinen noktada tablo nasıl görünüyor? Turizm taşımacılığı segmentinde büyüme sürdürülebilir mi? 2026’da yeni bir denge bekliyor musunuz?

Ekim sonu itibarıyla mevcut tabloya baktığımızda yıl sonu pazar beklentimizi şimdiden geride bıraktığımızı görüyoruz. Bu durum bize firmaların araçlarını yenileyerek yolcu güvenliği ve memnuniyetine verdikleri önemi ve aynı zamanda sürdürebilir büyüme konusundaki kararlı adımlarını gösteriyor. 2026 yılında da bu yıl ile benzer şekilde aynı duruşun sergileneceğini ve sektördeki düzenli araç yenileme ve büyümenin devam edeceğini öngörüyoruz. Pazarda 2023 yılından bu yana turizm sektörüne doğru bir eğilim olduğunu gözlemliyoruz. Turizm müşterilerimiz ile yaptığımız görüşmelerde büyüme arzularını ve sektöre duydukları güveni rahatlıkla görebiliyoruz. Maliyetlerde meydana gelen değişimler turizm sektörünü etkilese de turist sayısındaki artış hareketliliğin artmasına ve dolayısıyla otobüs talebinin canlı kalmasına olanak sağladı. 2026 yılında da Turizm’de büyümenin devam etmesini bekliyoruz.

• Fiyat sabitleme modeliyle satış stratejinizin sonuçları nasıl oldu? 2026 yılı için şimdiden oluşan talep düzeyini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle fiyat sabitlemeli modeli kısaca açıklamak isterim. Müşteri ve bayi arasındaki anlaşma doğrultusunda bayiye aracın fiyatını sabitleme olanağı veren satışları bu şekilde adlandırıyoruz. Fiyat sabitleme modeli ile satışa 2021 yılında başladık. Bu dönemden itibaren her yıl müşterilerimizin bu modele  olan ilgileri artarak devam etti. Fiyat sabitlemeli satış modeli, müşterilerimizin ülke koşullarında olabilecek değişikliklerden en az etkilenecek şekilde araç yatırımlarını yapmalarını aynı zamanda araç yatırımlarını daha planlı ve stratejik yaparak yıllık bütçe yönetimlerini daha öngörülebilir bir şekilde gerçekleştirmelerini sağladı. 2026 model yılı araçlarımızın satışlarına 2025 Eylül itibarıyla başladık ve geçen iki aylık süre zarfında önceki yıllara oranla hızlı ve yüksek adette satışlara ulaştık. Bu durum beşinci yılına girdiğimiz fiyat sabitlemeli satış alternatifimizin müşterilerimizden karşılık bulduğunu ve markamıza gösterdikleri güveni bir kez daha açıkça göstermekte. Bizler de müşterilerimizin markamıza duyduğu güveni boşa çıkarmayacak şekilde müşteri taleplerini özenle dikkate alıyor, kuvvetli bir ekip ile zamanında teslimatı önceliklendirerek beklentileri karşılama konusunda titizlik ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

• 2025 model Travego ve Tourismo otobüslerinin lansmanının üzerinden yaklaşık sekiz ay geçti. Geriye dönüp baktığınızda, 25 yenilik sahada nasıl bir karşılık buldu? Özellikle kaptanlar, host/hostesler ve işletmelerden gelen geri bildirimlerde öne çıkan noktalar neler oldu?  Bu 25 yeni özelliği “Sahadan gelen taleplerle geliştirdik” demiştiniz. Bu dönemde yeni gözlemler veya ilham veren hikâyeler oluştu mu?

Ekip olarak sahada aktif bir şekilde görev alıyor, kullanıcılarımızla sürekli temas halinde bulunuyoruz. Gelen her talebi titizlikle değerlendiriyor, uygulanabilir olanları hayata geçiriyoruz. Bu değişiklikleri üç ana başlık altında toplamak mümkün: saha talepleri, teknolojik gelişmeler ve güvenlik sistemleri. Yapılan yeniliklerin büyük çoğunluğu doğrudan sahadan gelen geri bildirimlere dayanıyor.

Öne çıkan bazı değişikliklerimiz şunlardır:

• Ambassador koltuklar: Mercedes-Benz Travego’da standart olarak sunulan ve yolcu konforunu artıran yeni nesil koltuklarımız büyük beğeni topladı. 
• Yeni multimedya sistemi: Mercedes-Benz Travego otobüslerde kullanıcı deneyimini zenginleştiren bu sistem, yolculukları daha keyifli hale getirdi. 
• Kamera altyapı hazırlığı: Bu adım operasyonel anlamda büyük kolaylık sağladı. İkinci faz için çalışmalarımız devam ediyor.
• Çevre aydınlatma: Hem güvenlik hem de konfor açısından önemli bir katkı sundu.
• Sürücü dinlenme alanı: Buraya özel önem veriyoruz. Örneğin Geçtiğimiz yıl eklediğimiz ayakkabı dolabı kaptanlarımızdan olumlu geri dönüşler aldı.

Ayrıca, MirrorCam sistemimizi geçtiğimiz yıl Nisan ayı itibarıyla sınırlı sayıda araçta kullanıma sunduk. İlk yıl boyunca sistemi yakından takip ettik. Bu yıl ise kapsamı genişleterek uygulamayı yaygınlaştırıyoruz. Gelen geri bildirimler son derece olumlu ve bu alandaki çalışmalarımıza öncelik vermeye devam ediyoruz.  2026 yılı  için de otobüslerimizde birçok yeniliği planladık ve yeni yılda müşterilerimiz ile buluşturacağız.

• 2026 yılı için hem Türkiye pazarı hem de global strateji açısından hangi hedefler sizi en çok heyecanlandırıyor?

Her yıl olduğu gibi 2026 yılında da müşterilerimizden aldığımız geri dönüşler ve stratejilerimiz doğrultusunda araçlarımızda yenilikler yapmaya devam edeceğiz. Bu yıl içerisinde test olarak bazı müşterilerimizin filolarında denemeye başladığımız Omniplus ON filo yönetim sistemimiz 2026 yılında heyecan ile beklediğimiz konumuz. 2026 yılında araç alan tüm müşterilerimize sağlayacağımız OmniplusON sistemi ile birlikte, firma yöneticileri filolarını anlık olarak takip edebilecek ve filolarının her adımından haberdar olma fırsatı bulabilecek. Bu sistem ile birlikte daha düşük onarım maliyetlerini hedeflerken, sürüş güvenliğinden yakıt ekonomisine optimum verimliliğe ulaşılacağını öngörüyoruz.

• OMNIplus ON Dijital Servis Entegrasyonu sisteminin yaygınlaşmasıyla birlikte nasıl bir performans elde ettiniz?  Araçlardan toplanan veriler servis planlamasını ve müşteri memnuniyetini nasıl etkiliyor? Dijitalleşme yatırımlarınızda önümüzdeki dönemde hangi alanlar öncelikli olacak?

Omniplus ON, şehir içi ve şehirler arası otobüslere yönelik dijital hizmetler veren çevrimiçi bir platform. İçerisinde hem teknik araç verilerini hem de filo takip sistemi özelliklerini ihtiva eden uçtan uca hizmet veren bir dijital servis hizmeti.  Otobüslerin teknik durumunu sürekli olarak denetler ve servis yönetimi için otomatik olarak etkili eylem önerileri oluşturur. Böylelikle daha yüksek araç kullanılabilirliğinin yolu açılır. Proaktif bakım önerileri ile araç sağlığını en üst düzeye yükseltir. Otobüslerin seferlerine dönebilmesi için servis çıkışlarının en hızlı ve doğru şekilde çok önemli. Omniplus ON Uptime hizmeti, bu konuda pazarda öncü olan Mercedes-Benz Türk yetkili servislerimizi daha da ileriye taşıyacak. Bununla birlikte otobüs filosunun verimli bir şekilde yönetilmesini sağlar.  Filo takip sistemine ek olarak; detaylı yakıt tüketimi değerleri ile birlikte işletme verilerinin yakından takip edilmesini sağlar. Filoda görev yapan kaptanların araç kullanıım kabiliyetlerini ekonomiklik ve güvenlik açısından skorlayarak tüm verileri erişime sunar. Biz Mercedes-Benz Türk olarak Omniplus ON’u 2025 Haziran ayı itibarıyla canlıya aldık. . Pazarda dijital servisi ilk defa sunan bir otobüs üreticisi olarak; bu süreç sonunda Omniplus ON Dijital Servis Hizmetini başarıyla katma değer yaratacağını ve yeni bir soluk getireceğimizi düşünüyoruz. Otobüs üzerinden alınabilen veri miktarı ve bu verilerin detaylı tasnifi, Omniplus ON’u standart filo takip sistemlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri olarak öne çıkıyor. Haziran ayı itibarıyla başladığımız Omniplus ON pilot fazı kapsamında birçok farklı müşterimiz Omniplus ON’u deneyimledi. Pilot faz kapsamında Omniplus ON Dijital Servis Hizmeti alan müşterilerimiz sistemden çok memnun kaldı ve faydalarını deneyimlediler.  Bizzat filo operasyonları hızlı, anlık olarak takip edilirken; araç ve kaptan verilerine erişilebilir. Aldığımız bir diğer önemli geri bildirim ise araç sağlığı ve teşhisi konusunda oldu.  Omniplus ON’un sunduğu proaktif servis ve bakım önerileri ile birlikte değiştirilmesi gereken parçalar analiz edilerek arıza durumlarını en aza indirebilecek bilgiler elde ediliyor. OMNIplus ON, otobüs sektörüne dijitalleşme, veri odaklı yönetim ve proaktif servis anlayışını entegre ederek; hız, şeffaflık ve sürdürülebilirlik gibi değerlerle operasyonel süreçlere yeni bir boyut kazandırıyor.

• Müşterilerin “servis sözleşmesine” ilgisi  şu anda nasıl bir seyir izliyor? Servis sözleşmeleri, müşterilerin operasyonel planlamasında ne tür avantajlar sağlıyor? Saha operasyonlarında bakım maliyetleri veya arıza süreleri açısından gözle görülür farklar oluştu mu?

Son yıllarda servis sözleşmesi talebinde bir artış gözlemliyoruz. Son 3 yılda satılan her 3 aracın 2 tanesi servis sözleşmesi de alınarak tercih ediliyor. Özellikle şehirler arası otobüs filolarında talebin daha belirgin olmasıyla beraber son yıllarda turizm ve personel taşımacılığı yapan firmalarımızda artış gözlemliyoruz. Bu istikrarı müşteri memnuniyeti ile sağlarken, sürekli gelişen ve güncellenen servis sözleşmesi ürün portföyümüzle destekliyoruz. Servis sözleşmeleri, müşterilerimize operasyonel planlama açısından çok önemli avantajlar sunuyor. Öncelikle, bakım paketleri ile bakım maliyetlerinin öngörülebilir olması, işletmelerin bütçe planlamasını kolaylaştırıyor; uzatılmış garanti ve aşıntı paketleri ile beklenmedik arıza maliyetlerinin önüne geçiliyor. Ayrıca, sözleşme kapsamında düzenli bakımların zamanında yapılması, filonun sürekli hazır durumda olmasını sağlayarak operasyonel verimliliği artırıyor.

• Şehir içi segmentte eCitaro ve eIntouro modelleri ile ilgili planlamalarda yeni bir gelişme var mı?

Şehir içi mobilite, markamızın elektrikli dönüşüm yolculuğunda en öncelikli alanlardan biri. Bu kapsamda elektrikli şehir içi otobüsümüz eCitaro, bugün Avrupa’nın birçok şehrinde aktif olarak hizmet veriyor. Türkiye’deki AR-GE merkezimiz, eCitaro’nun geliştirilmesinde aktif rol aldı. Markamızın elektrikli otobüs geliştirme sürecinde Türkiye’nin önemli bir mühendislik ve test üssü konumunda olduğunu söyleyebiliriz. Biz, şehir içi segmentte ürünlerimizi pazarın ihtiyaçları ve mevcut altyapı koşullarıyla en uyumlu şekilde konumlandırmak, aynı zamanda operasyonel verimlilik ve sürdürülebilirliği merkeze alan çözümler ve alternatifler sunmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu süreçte, eCitaro’nun güçlü teknolojik altyapısını ve verimliliğini daha da ileriye taşımak, aynı zamanda ekonomik açıdan pazarda daha rekabetçi bir noktaya konumlandırmak için çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. eCitaro’nun, şehir içi ulaşımda markamızın elektrikli mobilite vizyonunun önde gelen temsilcilerinden biri olarak konumlanmasını hedefliyoruz. Burada belki en az ürün kadar önemli olan bir diğer hususun; müşterilerimize global pazarlarda da öncü marka olmanın getirdiği avantajla yerli müşterilerimize de özelleştirilmiş eMobilite danışmanlığı sunmamız ve araç haricinde gerekli şarj altyapısı, hat optimizasyonu gibi konularda da müşterilerimizi bilgilendirmemiz olduğunu söyleyebilirim. eIntouro tarafında ise bilindiği üzere, geçtiğimiz günlerde Busworld fuarında ürünümüzün lansmanı gerçekleştirildi. Operasyonel açıdan önemli avantajlar sunan bu model, aynı zamanda çevreci özellikleriyle de öne çıkıyor. Sürdürülebilirlik vizyonumuzun somut bir yansıması olan eIntouro, hem çevre dostu hem de düşük işletme maliyetli bir ürün. Bu yeni modelle ilgili plan ve hazırlıklarımızı yapıyor, her ne kadar bu segment ülkemizde şehir içi ve seyahat otobüsü kadar talep görmese de önümüzdeki yıllarda eIntouro’yu yollarda görmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda hem teknik altyapı hem de operasyonel süreçler açısından gerekli adımları atmaya devam ediyoruz. eIntouro’nun, sektördeki dönüşümün öncülerinden biri olacağına inanıyor ve bu yeniliği kullanıcılarımızla buluşturmak istiyoruz.

• Şehirler arası segmentte elektrikli veya hidrojenli araçların devreye girmesi için sizce hangi koşullar olgunlaşmalı?

Ağır ticari araçların sıfır emisyona dönüşümü otomobillere göre daha yavaş ilerliyor. Ticari araçların kullanımlarına göre böyle olması da çok normal. Tabi burada Avrupa’da geçtiğimiz dönemde devreye girmiş olan, VECTO – CO2 azaltım regülasyonu önemli bir rol oynuyor. Bu regülasyona göre hem kamyon hem otobüs üreticileri belli baz yıllara göre 2030, 2035 ve 2040 yıllarında belli hedefler ışığında CO2 oranlarını düşürmeliler.  Biz şirket  ve  ağır ticari araç sanayi olarak bu konudaki farkındalığı artırmaya ve atılması gereken adımlarla ilgili öncü olmaya çalışıyoruz. Bu dönüşüme başladık. Şehirler arası otobüs segmenti hariç kamyon ve şehir içi otobüs segmentinde sıfır emisyonlu araçlarımız ürün portföyümüzde yer alıyor. Şehir içi otobüs segmentinde 2018 yılından beri eCitaro ürünümüz var, baktığımızda bu dönüşümün en hızlı gerçekleştiği segmentin şehir içi otobüsler olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü burada operasyonel çevrimler daha kısa ve altyapı yatırımları daha kolay planlanabilir. Şehirler arası taşımacılıkta ise menzil, batarya ömrü, şarj süresi ve altyapı gibi unsurlar sürecin daha kademeli ilerlemesine neden oluyor. Ülkemizde çalışan bir şehirler arası otobüsün mola yerlerinde yapmış olduğu duraklamada bir sonraki mola yerine kadarki menzilinden daha fazlasına yetecek bir şarj kapasitesini sağlayacak altyapının var olması bu araçların devreye girebilmesi için önemli bir etken.  

Türkiye’ye bu regülasyon henüz adapte edilmiş durumda değil. Burada regülasyonu birebir kopyalamak işi çözmüyor tabi ki, bunu paralelde elektrik ve hidrojen altyapı gelişiminin takip etmesi gerekiyor. Şu anda Türkiye’de bu sebeplerden dolayı elektrikli otobüs pazarından bahsetmek için henüz erken. Avrupa’ya tamamen entegre olan Türkiye otomotiv endüstrisinin, bu durumunu koruyabilmesi için şarj altyapısı ve tüketicilere yönelik teşvikler konusunda altyapı gelişimine paralel olarak gerekli adımları hayata geçirmesi gerektiğini düşünüyoruz.