Avrupa Birliği, son yıllarda jeopolitik ve ekonomik alanda yaşanan sarsıntılar sonucunda, üye ülkelerinin ortak hareket etme kapasitesini artırmayı hedefleyen yeni bir stratejik plan hazırladı. Stratejik otonomi planı olarak adlandırılan bu girişim, AB’nin sadece ekonomik bir birlik olmanın ötesine geçerek, savunma, enerji, teknoloji ve kritik tedarik zincirlerinde bağımsız bir aktör haline gelmesini amaçlıyor. Özellikle ABD ve Çin gibi küresel güçlerle artan rekabet ve Rusya-Ukrayna krizi gibi bölgesel güvenlik tehditleri, Avrupa’nın kendi stratejik çıkarlarını koruma gerekliliğini öne çıkardı.
Planın temel hedeflerinden biri, AB’nin kritik teknolojilerde ve savunma sanayinde dışa bağımlılığını azaltmak. Enerji ve yarı iletken gibi stratejik alanlarda üretim kapasitesini artırmak, üye ülkeler arasında daha entegre bir sanayi ve teknoloji ekosistemi oluşturmak, bu planın odak noktalarından biri. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, yaptığı açıklamada “Stratejik otonomi, Avrupa’nın kendi kaderini tayin etme kapasitesidir. Bu, sadece ekonomik bir hedef değil, aynı zamanda demokratik değerlerimizi ve güvenliğimizi koruma zorunluluğudur” ifadelerini kullandı.
Plan çerçevesinde, üye ülkeler arası savunma iş birliği önemli bir öncelik olarak öne çıkıyor. NATO’nun varlığı ve ABD’nin güvenlik garantileri göz ardı edilmese de AB’nin kendi savunma kapasitesini artırması, ittifak içinde daha dengeli ve bağımsız bir güç olmasını sağlayacak. Stratejik otonomi kapsamında kurulması planlanan Avrupa Savunma Fonu ve ortak savunma projeleri, üye ülkelerin askeri kapasitesini modernize etmeyi ve kritik silah sistemlerinde dışa bağımlılığı azaltmayı hedefliyor. Bu adımlar, özellikle doğu sınırlarında güvenlik tehditlerinin arttığı bir dönemde AB’nin caydırıcılık kapasitesini güçlendirecek.
Enerji bağımsızlığı da planın kritik bir ayağını oluşturuyor. Rusya-Ukrayna savaşının ardından enerji tedarik güvenliği AB’nin öncelikli gündem maddesi haline geldi. Stratejik otonomi çerçevesinde yenilenebilir enerji yatırımlarının artırılması, enerji altyapısının çeşitlendirilmesi ve Avrupa içi enerji ticaretinin güçlendirilmesi planlanıyor. AB, aynı zamanda kritik enerji kaynaklarında ve doğal gaz ithalatında tek bir kaynağa bağımlılığı azaltmak için stratejik rezervler oluşturmayı da gündemine aldı. Bu adımlar, sadece ekonomik maliyetleri düşürmekle kalmayacak, aynı zamanda üye ülkelerin dış politikada daha bağımsız hareket etmesini de mümkün kılacak.
Planın bir diğer önemli boyutu da teknoloji ve dijital alanda rekabet gücünü artırmak. AB, yapay zekâ, kuantum teknolojileri ve ileri üretim teknolojileri gibi alanlarda küresel rekabette geride kalmamak için ortak yatırımlar yapmayı hedefliyor. Stratejik otonomi, burada sadece üretim kapasitesini artırmak anlamına gelmiyor; aynı zamanda veri egemenliği, siber güvenlik ve dijital altyapı kontrolünü de kapsıyor. Avrupa Dijital Özerklik Programı çerçevesinde, üye ülkelerin kritik dijital altyapılarının korunması ve stratejik verilerin AB içinde tutulması planlanıyor.
Ekonomik açıdan, stratejik otonomi planı AB’nin krizlere karşı dayanıklılığını da artırmayı amaçlıyor. Küresel tedarik zincirlerindeki kırılganlık ve pandeminin yarattığı ekonomik şoklar, Avrupa’nın kendi iç pazarını güçlendirme gerekliliğini ortaya koydu. AB, özellikle kritik hammaddelerde ve stratejik ürünlerde üretim kapasitesini artırarak dışa bağımlılığı azaltmayı hedefliyor. Bu yaklaşım, aynı zamanda AB’nin küresel ticarette pazarlık gücünü artıracak ve üye ülkelerin ekonomik güvenliğini güçlendirecek.
Ancak, planın hayata geçirilmesi bir dizi zorlukla karşı karşıya. AB’nin 27 üye ülkesi arasında savunma ve enerji politikalarında ortak bir vizyon oluşturmak kolay değil. Üye ülkelerin farklı öncelikleri, ekonomik kapasite farkları ve siyasi tercihler, stratejik otonominin uygulanmasını yavaşlatabilir. Ayrıca, ABD ve Çin gibi küresel aktörlerle ilişkilerde dengeyi kurmak, AB’nin bağımsızlık hedefiyle uyumlu bir şekilde hareket etmesini gerektiriyor. Bu noktada, diplomatik hassasiyet ve stratejik koordinasyon büyük önem taşıyor.
Stratejik otonomi planı, uzun vadede Avrupa Birliği’nin küresel sahnede daha güçlü ve bağımsız bir aktör olmasını hedefliyor. Savunma, enerji, teknoloji ve ekonomik alanlarda atılacak adımlar, AB’nin hem kendi içinde dayanışmayı artırmasını hem de dış politikada daha bağımsız kararlar almasını sağlayacak. Ancak başarı, üye ülkeler arasındaki iş birliği ve kararlılıkla doğru orantılı. Avrupa, stratejik otonomi yolunda ilerlerken hem iç hem de dış politika dengelerini titizlikle gözetmek durumunda.
Özetle, Avrupa Birliği’nin stratejik otonomi planı, küresel rekabetin yoğunlaştığı ve jeopolitik risklerin arttığı bir dönemde, AB’nin hem ekonomik hem güvenlik hem de teknolojik bağımsızlığını artırmayı amaçlayan kapsamlı bir girişim olarak öne çıkıyor. Avrupa’nın kendi güvenliğini ve refahını koruma çabası, uzun vadede AB’nin küresel etkisini artıracak ve üyelerinin stratejik dayanıklılığını güçlendirecek.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
Zaferozcivan59@gmail.com