Avrupa Tahvil Getirileri Yükselme Sebepleri

Avrupa tahvil piyasaları son günlerde alışılmadık bir dalgalanma içinde. Enflasyon verileri Euro Bölgesi ekonomisinin hâlâ ılımlı bir fiyat artış patikasında ilerlediğini gösterirken, devlet tahvili getirileri keskin biçimde yukarı yöneldi. Bu ayrışmanın arkasında, bölge içi dinamiklerden çok, Japonya tahvil piyasasında yaşanan sert fiyatlamalar ve küresel sermaye akımlarında buna bağlı kırılmalar bulunuyor.
Aslında tablo, Avrupa’nın kendi makro göstergelerine bakıldığında tam tersini işaret ediyordu: Zayıf büyüme görünümü, durgunlaşan krediler, belirsiz tüketici harcamaları ve sertleşen mali koşullar… Bunların tamamı normal şartlarda tahvil faizlerini aşağı çekecek türden sinyaller. Ancak küresel tahvil piyasası, tek bir majör ülkenin para politikasındaki değişim sinyaliyle bile yön değiştirebilecek kadar bütünleşmiş durumda.

Euro Bölgesi Enflasyonu Hâlâ Kontrol Altında

Eurostat’ın Kasım ayına ilişkin öncü enflasyon verileri, fiyat artışlarının oldukça sınırlı seyrettiğini teyit ediyor. Manşet enflasyon %2,2 ile beklentilerin yakınında ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) %2 hedefinin hemen üzerinde durmayı sürdürüyor. Aylık bazda ise fiyatların %0,3 gerilemiş olması, dezenflasyon sürecinin hâlâ canlı olduğuna işaret ediyor.
Özellikle çekirdek enflasyonun –enerji ve gıda hariç– %2,4’te sabit kalması, Avrupa ekonomisinde fiyat baskılarının yaygın değil, sektör bazlı olduğunu gösteriyor. Hizmetler %3,5 ile en güçlü fiyat artışını yaşarken, enerji fiyatlarındaki %-0,5’lik düşüş manşet oranı aşağı çekmeye devam ediyor.
Ülkeler arasında ciddi ayrışmaların sürdüğünü belirtmek gerek. Baltık ülkelerinde enflasyon göreceli olarak hâlâ yüksek seyrediyor: Estonya %4,7 ile listenin başında. Güney Avrupa’da ise fiyat artışlarının zemin kaybettiği görülüyor. Örneğin Fransa’da yıllık enflasyon sadece %0,8. Malta ve Hollanda’daki aylık düşüşler, yerel ekonomilerde talep yönlü zayıflığın belirginleştiğini ortaya koyuyor.
Ekonomistler, bu verilerin ECB’nin politika patikasını değiştirecek güçte olmadığını düşünüyor. MHA’dan Profesör Joe Nellis’in de ifade ettiği gibi, “manşet oran hedefe yakın seyrini koruyor ancak fiyat görünümü hâlâ düzensiz”. Özellikle hizmet enflasyonunun kalıcılaşması, ECB’nin hızlı bir gevşeme sürecine girmesinin önünde engel oluşturmaya devam ediyor.

İşsizlik Verileri: Ekonomik Yavaşlamanın Sessiz İşareti

Euro Bölgesi işsizlik oranı Ekim ayında %6,4 ile sabit kaldı. Kısa vadede bu oran düşük görülse de genç işsizlikteki %14,8’lik seviyenin kalıcılığı, orta vadede ekonomik dinamizmin sınırlı kaldığını gösteriyor.
İspanya’nın %10,5’luk işsizlik oranı yapısal sorunları yeniden gündeme getirirken; Almanya (%3,8) ve Hollanda (%4) hâlâ Avrupa’nın en güçlü işgücü piyasalarına sahip.
Bu işsizlik seviyeleri tek başına enflasyonu artıracak bir ücret baskısı yaratmıyor. Dolayısıyla Avrupa tahvil getirilerindeki yükselişin yerel bir enflasyon endişesiyle açıklanması pek mümkün değil.

Asıl Kırılma Japonya’dan Geldi

Peki Avrupa tahvillerini yukarı doğru iten asıl güç ne?
Cevap: Japonya.
Japonya Merkez Bankası (BoJ), 20 yılı aşkın süredir ultra gevşek para politikası uyguluyor; negatif reel faizlerle küresel sermayeyi riskli varlıklara yönlendiren en temel kaynaklardan biri haline geliyor. Ancak son haftalarda BoJ Başkanı Kazuo Ueda’nın faiz artışının “artısı ve eksisini değerlendirdikten sonra uygun zamanda harekete geçileceği” yönündeki şahin açıklamaları, küresel tahvil piyasalarını adeta sarstı.
Bu söylemler, Japonya’nın 10 yıllık tahvil getirisini %1,86 seviyesine taşıyarak 19 yılın zirvesine çıkardı. Bu sıçrama, küresel yatırımcıların portföylerini yeniden ayarlamasını tetikledi. Japon tahvillerinin daha yüksek getiri sunmaya başlaması, ABD ve Avrupa tahvillerinden Japonya’ya doğru bir sermaye kayışı ihtimalini artırdı.
Bu durum, Avrupa tahvillerinde satış baskısına yol açtı ve getiriler hızla yükseldi. Almanya’nın 30 yıllık tahvil getirisi %3,40’a, 10 yıllık Bund getirisi %2,75’e çıktı. Bu seviyeler, son yılların önemli eşik noktaları olarak görülüyor.
Piyasaların bu kadar sert tepki vermesinin nedeni, Ueda’nın beklenenden çok daha şahin bir ton kullanması ve yeni Başbakan Sanae Takaichi döneminde faiz artışına yönelik siyasi direncin ortadan kalkmış olabileceği yönündeki algı.
İNG ekonomisti Francesco Pesole’nin ifadesiyle, “Piyasalar hazırlıksız yakalandı”.

Küresel Satış Dalgasında Avrupa’nın Konumu

Avrupa tahvil piyasası, küresel fon akımlarına en duyarlı piyasalardan biri. Bunun nedeni, bölge içinde ekonomik büyümenin uzun süredir düşük seyretmesi ve getirilerin görece sınırlı olması. Bu yapı, tahvilleri küresel risk iştahındaki değişimlere karşı hassas hale getiriyor.
Japon tahvil getirilerinin yükselmesi, aslında faiz paritesi nedeniyle Avrupa tahvillerinin “göreceli cazibesini” azaltıyor. Böyle dönemlerde sermaye daha fazla getiri sunan, daha güvenli alternatiflere yöneliyor.
Bu bağlamda Avrupa tahvil getirilerindeki yükselişi “yerel bir sinyal” değil, “dış kaynaklı bir yeniden fiyatlama” olarak nitelendirmek daha doğru.

ECB’nin Elle Tutulabilir Bir Alanı Yok

Tüm bu gelişmeler ECB’nin Aralık toplantısı öncesi zor bir denklemle karşı karşıya olduğuna işaret ediyor. Enflasyon kontrol altında ama istenen hızda düşmüyor; büyüme çok zayıf, işsizlik hâlâ düşük ama kırılgan; finansal koşullar sıkı.
Faiz indirimi için yeterli koşul oluşmuş değil, ancak faizleri artırma ihtiyacı da tamamen ortadan kalkmış değil.
Profesör Nellis’in belirttiği gibi, “Merkez bankalarının mevcut konjonktürde çok daha düşük faizlere inmesi pek olası değil.”
Bu nedenle ECB’nin izleyeceği yol haritası, küresel piyasalardan gelen etkileri yumuşatmak dışında pek bir manevra alanı sunmuyor.

Sonuç: Getiriler, Enflasyon Değil Küresel Dalga Nedeniyle Yükseliyor

Euro Bölgesi enflasyonu kontrol altında, büyüme zayıf ve iç dinamikler tahvil getirilerinin artmasını gerektiren bir tablo çizmiyor. Buna rağmen getirilerin yükselmesi, küresel tahvil piyasalarının ne derece bütünleşmiş olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Özellikle Japonya’nın parasal sıkılık yönünde verdiği sinyaller, küresel ortalama faiz seviyesinin yukarı revize edilmesine yol açıyor. Bu nedenle, yakın vadede Avrupa tahvil piyasasında dalgalanmanın süreceği öngörülüyor.
Küreselleşen finans dünyasında, bazen Avrupa’da fiyatları belirleyen en kritik gelişme, kıtanın kendi ekonomik verileri değil; binlerce kilometre uzaktaki Tokyo’dan yapılan bir açıklama olabiliyor.
Kaynak: Euronews
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
Zaferozcivan59@gmail.com

 

Yayınlama: 03.12.2025
A+
A-
Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.