İngiltere’de Zenginleşmek İçin Ne kadar Çalışmak Gerek?

Bu haber, aslında İngiltere’de servet dağılımının ne kadar sert bir şekilde kutuplaştığını çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Resolution Foundation’ın raporu, nominal olarak servetlerin artmasına rağmen “servet hareketliliği”nin, yani bir bireyin ekonomik merdivende yukarı çıkma ihtimalinin neredeyse donma noktasına geldiğini gösteriyor.

52 Yıl: Orta Sınıfın Zenginler Kulübüne Giriş Bedeli

Orta gelirli bir İngiliz, maaşının tamamını tek kuruş harcamadan 52 yıl boyunca biriktirse bile, en zengin yüzde 10’un ortalama servetine yeni yaklaşabiliyor. Bu, sadece bir istatistik değil; aynı zamanda ülkenin ekonomik yapısındaki katılaşmanın bir göstergesi. Çünkü 2006-08 döneminde bu fark 38 yıllık kazanca eşdeğerdi. Yani, yalnızca 15 yılda “servet merdiveni” 14 basamak daha uzamış durumda.
Gerçek hayatta ise kimse gelirinin yüzde 100’ünü biriktiremiyor. Raporda yapılan hesaplamaya göre, orta sınıf bir birey gelirinin sadece %10’unu kenara koyarsa bu sürenin 520 yıla, %20’sini ayırırsa 260 yıla çıkması gerekiyor. Başka bir deyişle, bu farkın kapanması artık bir bireyin ömrüyle değil, neredeyse medeniyetlerin ömrüyle ölçülüyor.

Zenginlik Artıyor, Ancak Eşitsizlik Derinleşiyor

Rapora göre 2020–22 döneminde İngiltere’nin toplam hane halkı serveti ulusal gelirin 7,5 katına ulaşmış durumda. Ancak bu artış, büyük ölçüde faizlerin düşmesi ve varlık fiyatlarının yükselmesinden kaynaklandı. Yani, gelir değil varlık sahipliği zenginleşmeyi belirleyen faktör haline geldi.
Ev sahibi olanlar ve emeklilik fonu biriktirenler bu süreçten kazançlı çıktı. Buna karşılık, yalnızca maaş geliriyle geçinen kesimler, artan fiyatlar ve düşük tasarruf imkânı nedeniyle geride kaldı.
En zengin %10 hâlâ ülke servetinin yarısına sahip. Üstelik bu oran 1980’lerden bu yana neredeyse hiç değişmedi. Servetin büyüklüğü arttı ama payı aynı kaldı — bu da gelir artışının adil dağılmadığını gösteriyor.

Pandemi: Servet Artışı mı, Servet Uçurumu mu?

Pandemi yılları, gelirlerde geçici bir düşüş yaratırken, servet bilançolarında paradoksal bir iyileşme yarattı. İnsanlar daha az harcama yaptı, devlet destekleri devreye girdi ve tasarruf oranı tarihi bir seviye olan %25’e ulaştı.
Ancak bu genel tablo yanıltıcı: en zengin kesim, tasarruflarını 4.200 sterlin artırırken, düşük gelir grubundakilerin tasarrufu yalnızca 80 sterlin artabildi. Yani, kriz döneminde bile refah farkı açıldı.
En düşük gelirli ailelerin %7’si fatura ödeyemez hale gelirken, üst gelir gruplarında bu oranda artış görülmedi.

Londra: Zenginliğin Başkenti, Uçurumun Merkezi

İngiltere’nin zenginlik haritasına bakıldığında, Londra adeta başka bir ülke gibi duruyor. Başkentteki en zengin yüzde 10, ortalama bir haneden 12 kat daha fazla servete sahip. Üstelik bu fark, ülkenin güneydoğusunda bile sadece 3,9 kat.
Londra’nın bu aşırı zenginlik yoğunluğu, şehirdeki gayrimenkul fiyatlarının anormal seviyelerde olmasından kaynaklanıyor. Burada servet, çoğu zaman “çalışarak” değil, mülk sahipliğiyle kazanılıyor.
Yeni nesil için bu tablo umut kırıcı: ailesinden miras veya finansal destek almayan bir genç için Londra’da ev sahibi olma ihtimali hızla azalıyor.

Nesiller Arası Servet Uçurumu: Yaşlılar Kazanıyor, Gençler Bekliyor

2000’lerin ortalarından pandemi dönemine kadar, 60’lı yaşlarının başındaki bireylerle 30’lu yaşlarının başındaki bireyler arasındaki tipik servet farkı 135 bin sterlinden 310 bin sterline çıktı.
Yani yaşlı kuşaklar, varlıklarını neredeyse iki katına çıkarırken, gençler aynı dönemde yalnızca 8 bin sterlinlik bir reel artış elde edebildi.
Rapor bu durumu şöyle özetliyor: “İnsanların büyük çoğunluğu, başlangıç pozisyonlarının yalnızca bir dilim yukarısına ya da aşağısına hareket edebiliyor.” Yani sınıf atlama olasılığı oldukça düşük.

Sonuç: Zengin Bir Ülke, Ancak Fırsatları Azalan Bir Toplum

İngiltere’nin bilançosu sağlam görünüyor: yüksek servet, güçlü finansal sistem, büyüyen varlık değerleri… Ancak bu zenginliğin kime ait olduğu sorusu, toplumun geleceğini belirliyor.
Zenginliğin büyük kısmı “pasif kazançlar” yoluyla birikiyor. Bu da “çalışarak” zenginleşme inancını aşındırıyor.
Resolution Foundation, hükümete özellikle iki alanda çağrıda bulunuyor:
Erişilebilir konut politikaları: Ev sahipliğine giden yolu genişletmek.
Emeklilik ve tasarruf sistemlerinin yaygınlaştırılması: Servet birikimini sadece varlık sahipleri için değil, tüm çalışanlar için mümkün kılmak.
Bu öneriler, elbette 1,3 milyon sterlinlik devasa farkı ortadan kaldırmayacak. Ancak en azından “merdiveni tırmanmak isteyenlere basamak” sağlayabilir.
Şu anda İngiltere’nin orta sınıfı, ekonomik olarak değil, sosyolojik olarak varlığını koruyor. Servet birikimi artık emekle değil, sermayeyle ölçülüyor — ve bu da İngiliz rüyasının giderek daha az kişiye ait hale geldiğini gösteriyor.

Kaynak: Euronews

ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
Zaferozcivan59@gmail.com

Yayınlama: 15.11.2025
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.