Türkiye madeni yağ pazarında yüzde 30’luk payla liderliğini sürdüren Petrol Ofisi Madeni Yağlar, yalnızca üretim gücüyle değil, AR-GE yatırımları, sürdürülebilirlik vizyonu ve yenilikçi teknolojileriyle de sektöre yön veriyor.
ÖZEL HABER – Türkiye madeni yağ pazarında yüzde 30’luk payla liderliğini sürdüren Petrol Ofisi Madeni Yağlar, yalnızca üretim gücüyle değil, AR-GE yatırımları, sürdürülebilirlik vizyonu ve yenilikçi teknolojileriyle de sektöre yön veriyor. Kocaeli Derince’deki dev tesisiyle 33 ülkeye ihracat yapan şirket, Adaptech gibi çevre dostu teknolojilerle global pazarda fark yaratırken, elektrikli ve hibrit araçlara yönelik ürün portföyünü de hızla genişletiyor. 2025 hedefleri arasında ihracat haritasını büyütmek, motosiklet pazarına özel ürünlerle giriş yapmak ve stratejik iş birlikleriyle pazardaki etkisini artırmak var. Bilimsel yaklaşımı, kadın mühendis ağırlıklı AR-GE merkezi POTEM ve güçlü distribütörlük yapısıyla Petrol Ofisi Madeni Yağlar, sadece bugünü değil, geleceği de şekillendiriyor.
Petrol Ofisi Madeni Yağlar Direktörü Sezgin Gürsu, Ekonomi Yöntem’e verdiği özel röportajda sektörün dönüşümü, şirketin ihracat vizyonunu, stratejik iş birliklerini ve sürdürülebilirlik odaklı yenilikçi projelerini tüm detaylarıyla anlattı.
Petrol Ofisi Madeni Yağlar’ın Türkiye’de ve dünyada konumu nedir? Hâlihazırda kaç ülkeye ihracat var? Yeni hedef pazarlar var mı?
Bugün yalnızca Türkiye’de değil, yakın coğrafyada da lider konumda olan, köklü geçmişiyle sektörüne yön veren bir oyuncuyuz. PETDER verilerine göre Türkiye madeni yağ pazarında yaklaşık yüzde 30’luk payımızla geleneksel liderliğimizi sürdürüyoruz. Bu oran, yalnızca rakamsal bir üstünlük değil; ürün kalitesi, dağıtım kabiliyeti, müşteri memnuniyeti ve inovasyon gücümüzle sektöre yön verdiğimizin de göstergesi. Ürünlerimizin yüzde 99’u, Türkiye’nin en gelişmiş madeni yağ fabrikalarından biri olan Kocaeli Derince’deki tesisimizde üretiliyor. Bu tesis sayesinde 33 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. İhraç ettiğimiz ülkelerin büyük bölümü Avrupa ve yakın coğrafyada yer alıyor. Kazakistan gibi aşırı soğuk, Libya gibi yüksek sıcaklığa sahip pazarlarda ise POTEM’de geliştirdiğimiz özel formülasyonlarla sürdürülebilir bir rekabet avantajı sağlıyoruz. Önümüzdeki dönemde ihracat haritamızı daha da genişletmek ve bazı bölgelerde doğrudan yerel oyuncu olmak üzere stratejik çalışmalarımıza devam ediyoruz. Nitekim ihracat hacmimizi son iki yılda yüzde 50 oranında artırdık ve bu büyüme trendinin 2025’te de sürmesini hedefliyoruz.
Madeni yağ üretim kapasiteniz ve tesisleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kocaeli Derince’deki tesisimiz önemli bir üretim kapasitesine sahip. Chevron ve Texaco gibi dünyanın önde gelen markaları ile iş birlikleri yapıyoruz. Texaco’nun Türkiye’deki tüm üretim, dağıtım, pazarlama faaliyetlerini lisansör olarak biz üstleniyoruz. Ürün hattına ve ambalaj paket kombinasyonuna bağlı olarak bu süreç, üretim kapasitemizi zorlayan bir noktaya taşımıştı. Bu nedenle yeni bir yatırım kararı daha aldık ve yaklaşık 30 milyon dolarlık yatırımla 150 bin ton olan üretim kapasitemizi 230 bin tona çıkartıyoruz. Türkiye’nin ihtiyacı yaklaşık 500 bin ton madeni yağ olduğundan, artık bu ihtiyacın neredeyse yarısını karşılayabilecek bir kapasiteye ulaşıyoruz. Kocaeli Derince’deki tesisimiz, üretim hacmiyle global ölçekte ilk on fabrika arasında yer alıyor. Fabrikamızın stratejik konumu da büyük bir avantaj sağlıyor; sanayinin merkezinde yer alıyor, deniz yoluyla ikmal yapılabiliyor ve tedarikçilere yakınlığı sayesinde lojistik verimliliğimizi artırıyor. Ayrıca, kurduğumuz güneş enerjisi sistemi ile fabrikamızın enerji ihtiyacının üçte birini karşılıyor, böylece sürdürülebilirlik hedeflerimize katkı sağlıyoruz. 8 bin tonluk depolama kapasitesine sahip lojistik merkezimiz ise bölgenin en büyüklerinden biri olarak öne çıkıyor.
Yüksek performanslı ve özel formülasyonlu ürünlerde nasıl bir farklılaşma stratejiniz var?
Yüksek performanslı ve özel formülasyonlu ürünlerdeki farklılaşma stratejimiz, müşteri ihtiyaçlarına özel çözümler sunma yaklaşımına dayanıyor. POTEM’de, iş ortaklarımız olan OEM’ler ve global katık üreticileriyle birlikte çalışarak müşterilerimizin taleplerine yönelik ürünler geliştiriyoruz. Özellikle “terzi işi” olarak tanımladığımız, spesifik kullanım alanlarına yönelik çözümler üzerinde de çalışıyoruz. Örneğin, çok soğuk veya çok sıcak şartlarda çalışabilen hidrolik yağlar, gresler ve kompresör yağları gibi özel ürünler üretiyoruz. Bu talepler, teknolojik gelişmeler ve makine parkurundaki değişimlerle birlikte giderek artıyor. Yakın zamanda geliştirdiğimiz kalıp yağı ürün ailesi uygulamada çok başarılı oldu ve bu başarı üzerine patent başvurusunda bulunduk. Ayrıca, sürtünmeyi azaltma, enerji verimliliği ve yakıt tasarrufu gibi tribolojik ihtiyaçlara da odaklanıyoruz. Elektrikli araçlar için geliştirdiğimiz geniş ürün yelpazesiyle bu pazarda da fark yaratıyoruz. POTEM’in güçlü analiz kapasitesi ve altyapısı özel formülasyonlar geliştirme stratejimizi destekliyor. Ürünlerimizin performansını, kullanım alanına ve müşteri ihtiyacına göre optimize ederek sektöre öncülük ediyoruz.
Yenilikçi Adaptech teknolojisini Maxima motor yağlarının ardından ağır vasıta yağ markası Maximus’ta da kullanmaya başladınız. Adaptech Teknolojisi ile ürün portföyünüzdeki dönüşümden bahseder misiniz?
Adaptech teknolojisi, yenilikçi yaklaşımımızın en iyi örneklerinden biri; yakıt tasarrufu sağlayarak sürdürülebilirliğe katkıda bulunan bir formülasyon sunuyor. Bu teknolojiyi ilk olarak Maxima motor yağlarında tanıttık ve lansman sonrası olumlu geri dönüşler aldık. Ardından, ağır vasıta yağ markamız Maximus’a da entegre ettik. Adaptech ile ürün portföyümüzdeki dönüşüm, enerji verimliliği ve çevresel faydayı odağına alan bir yenilenmeyi temsil ediyor. Sürtünmeyi azaltarak motor performansını optimize eden bu teknoloji, yakıt tüketimini düşürerek hem kullanıcıya hem de çevreye fayda sağlıyor. Ürün gamımıza yenilikçi teknolojiler dahil etmek, otomotiv sektörünün çevre dostu uygulamalar, yakıt tasarrufu ve daha küçük motorlar gibi taleplerine yanıt verme stratejimizin bir parçası. Adaptech’in başarısı, bize hem ilk dolum hem de satış sonrası pazarlarda güçlü bir konum kazandırdı. Şimdi bu teknolojiyi daha geniş bir ürün yelpazesine yayma potansiyelini değerlendiriyoruz.
Yurt içi ve yurt dışı distribütörlük yapınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Türkiye genelinde oldukça yaygın bir dağıtım ağına sahibiz. Yurt içinde, 1950 istasyonumuz, 30 distribütörümüz ve onların sahadaki satış ağları ile pazarda güçlü bir varlık gösteriyorduk. bp’nin istasyonlarını da devralmamızla birlikte toplam istasyon sayımız yaklaşık 2 bin 700’e ulaştı. Şu anda 300’den fazla bp istasyonunda madeni yağlarımız tüketiciye sunuluyor ve bu sayı 700 istasyonu kapsayacak şekilde hızla artıyor. Bu dönüşüm, ürünlerimize duyulan güvenin bir göstergesi. Öte yandan, 33 ülkeye ihracat yapıyoruz ve yurt dışındaki distribütörlük yapımız, yakın coğrafyada ve Avrupa’da etkin şekilde çalışıyor. Bu yapı, markamızın görünürlüğünü ve bulunabilirliğini artırarak global pazardaki rekabet gücümüzü destekliyor.
Petrol Ofisi Madeni Yağlar olarak güçlü iş birliklerinizi arttırmaya devam ediyorsunuz. Yeni iş birlikleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Stratejik iş birlikleri, büyüme vizyonumuzun ana unsurlarından biri. Chevron ve Texaco gibi global markalarla uzun süredir devam eden ortaklıklarımız bulunuyor. Texaco ile denizcilik alanındaki iş birliğimiz 10 yıldır sürüyor ve 2021’de, pandemi döneminde bu ortaklık, Texaco’nun tüm ürünlerini kapsayacak şekilde genişletildi. Artık Türkiye’deki tüm üretim, dağıtım ve pazarlama faaliyetlerini lisansör olarak biz yürütüyoruz. 2024’te de Texaco ve Chevron’un denizcilik ürünlerinde iki taraf için de memnun edici sonuçlara ulaştık. Ayrıca, ISUZU ile hem ilk dolum hem de satış sonrası süreçleri kapsayan, bizim için gurur verici bir iş birliği gerçekleştirdik. KIA, SUBARU ve Hidromek ile mevcut anlaşmalarımızı yeniledik. Yakın zamanda ise Volvo iş makinalarının Türkiye Distribütörü Ascendum ile 3 yıllık stratejik bir anlaşmaya imza attık. İş birliklerimiz, Petrol Ofisi’ne duyulan güvenin bir yansıması ve 2025’te de hedef pazarlarımızda ortaklıklarımızı derinleştirmeye devam edeceğiz.
Türkiye ve dünya pazarında madeni yağlar alanında Petrol Ofisi’ni farklı kılan unsurlar nelerdir?
Petrol Ofisi’ni Türkiye ve dünya pazarında farklı kılan birkaç temel unsur bulunuyor. Öncelikle, Türkiye’de yüzde 30’luk pazar payımız ve Kocaeli Derince’deki tesisimizin global ölçekte ilk on tesis arasında yer alması, üretim gücümüzü ve liderliğimizi ortaya koyuyor. İkinci Dünya Savaşı döneminde Türkiye’nin içinden çıkan özel bir misyonla kurulan bir şirket olarak, köklü geçmişimizden aldığımız güçle birçok ülkeye ihracat yapıyoruz. Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise önde gelen AR-GE merkezlerinden biri olan POTEM’e sahip olmamız, teknolojik altyapı ve inovasyon alanında bizi öne çıkarıyor. Bu güçlü AR-GE yapısı, teknik yeterliliğimizi kanıtlayarak global rekabette bize büyük bir avantaj sağlıyor. Ayrıca, sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği odaklı ürünlerimiz, örneğin Adaptech teknolojisi ve elektrikli araçlar için geliştirdiğimiz özel yağlar, sektöre yön veren bir vizyon sunduğumuzu gösteriyor. Kadın istihdamına verdiğimiz önem de fark yaratan bir unsur. Nitekim POTEM’de mühendis ve bilim insanlarımızın yüzde 75’ten fazlasının kadın olması da sektöre örnek teşkil ediyor. Son olarak, bp satın alması gibi stratejik hamlelerle pazardaki etkimizi her geçen gün daha da artırıyoruz.
Petrol Ofisi Madeni Yağları’nın yeni ürün ve projeleri neler olacak?
2025 yılı için heyecan verici projelerimiz var. İki önemli lansman planlıyoruz: Birincisi, motosiklet yağları. Türkiye’de motosiklet pazarı hızla büyüyor; Yaklaşık 6 milyon motosiklet bulunuyor ve son iki yılda 1 milyon civarında satış gerçekleşti. Talebi karşılamak için motosiklet yağları ürün hattımızı genişletiyoruz ve motosiklet ustalarıyla bir araya geliyoruz. İkincisi, hibrit araçlar için özel yağlar. Hibrit araçlar Türkiye’de giderek daha fazla ilgi görüyor ve bu araçlara yönelik genişletilmiş ürün portföyümüzü tanıtacağız. Ayrıca, elektrikli araçlar için özel ürünlerimiz de hazır ve pazardaki gelişmelere paralel olarak portföyümüzü güçlendireceğiz. Öte yandan, ihracat hacmimizi artırmaya yönelik çalışmalarımız da sürecek.
Türkiye’de özel sektöre ait en büyük madeni yağ ve gres laboratuvarlarından biri olan POTEM‘in son dönem faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz?
POTEM, Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise önde gelen laboratuvarlarından biri olma özelliğini taşıyor. Yaklaşık 738 m² kapalı alanda faaliyet gösteren merkezimiz, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından “AR-GE Merkezi” statüsü de kazandı. Son dönemde, 300’den fazla test kapasitesi ile yılda 300 binin üzerinde analiz yaparak AR-GE çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Triboloji bilimine odaklanarak sürtünme, yağlama ve enerji verimliliği üzerine yenilikçi ürünler geliştiriyoruz. Örneğin, kalıp yağ ürün ailemiz ve alternatif sürtünme önleyiciler için patent başvurusu yaptık ve Adaptech teknolojili ürünlerimizle yakıt tasarrufu sağladık. Elektrikli araçlar için batarya soğutma sıvıları, dişli yağları ve gresler gibi özel ürünler de POTEM’de geliştirildi. Hakem laboratuvar olarak kamu kuruluşlarının testlerini gerçekleştiriyor, diğer şirketlere teknik destek ve denetim hizmeti sunuyoruz. Akademik yayınlarımız ve uluslararası konferanslardaki çalışmalarımız artarak devam ediyor; gresler ve farklı yağlayıcı tipleri ile ilgili makalelerimiz sektöre yön veriyor. Biz de POTEM’e her yıl yeni yatırımlar yaparak dijitalleşmeyi ve teknolojik altyapıyı güçlendiriyoruz.