Türkiye ekonomisinin nabzını tutan işgücü verileri, Temmuz 2025’te hem olumlu hem de düşündürücü işaretler verdi. TÜİK tarafından açıklanan Hane halkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,4 puanlık azalışla %8,0 seviyesine geriledi. Bu oran, son iki yılın en düşük işsizlik rakamı olarak kayıtlara geçti.
İşsiz sayısı temmuz ayında 164 bin kişi azalarak 2 milyon 828 bin oldu. Erkeklerde işsizlik oranı %6,5, kadınlarda ise %10,9 olarak hesaplandı. Özellikle kadın işsizliği, genel düşüşe rağmen hâlâ dikkat çekici bir yükseklikte seyrediyor.
Türkiye’de istihdam edilenlerin sayısı temmuz ayında bir önceki aya göre 18 bin kişi artarak 32 milyon 582 bine ulaştı. Ancak bu küçük artış, istihdam oranını yukarı çekmeye yetmedi. İstihdam oranı %49,1 ile aynı seviyede kaldı.
Erkeklerde istihdam oranı %66,1 iken, kadınlarda yalnızca %32,4’te kalıyor. Bu tablo, kadınların işgücü piyasasındaki düşük temsilini gözler önüne seriyor. Kadınların işgücüne katılımı artmadan toplam istihdam oranında kalıcı bir yükselişin sağlanamayacağı açık.
Öte yandan işgücüne katılım oranında dikkat çekici bir gerileme yaşandı. Temmuz ayında işgücü sayısı 146 bin kişi azalarak 35 milyon 410 bin oldu. Katılım oranı ise %53,3’e geriledi. Bu gelişme, işsizlik oranındaki düşüşün yalnızca istihdam artışından değil, aynı zamanda işgücüne katılmak istemeyenlerin artışından da kaynaklandığını gösteriyor.
Türkiye’de en hassas göstergelerden biri olan genç işsizlik oranı Temmuz 2025’te görece olumlu bir seyir izledi. 15-24 yaş grubunda işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,9 puan azalarak %15,0 oldu.
Erkek gençlerde işsizlik %11,3, kadın gençlerde ise %21,7 seviyesinde gerçekleşti. Özellikle kadın genç işsizliğinde yaşanan 1,7 puanlık düşüş, bu kesimde kısmi bir iyileşmeye işaret ediyor. Ancak kadın genç işsizliğinin hâlâ erkeklerin yaklaşık iki katı düzeyinde olması, cinsiyet temelli eşitsizliklerin sürdüğünü ortaya koyuyor.
Uzmanlara göre genç işsizliğindeki düşüş, turizm ve hizmet sektörlerinde yaz aylarında artan istihdam olanaklarıyla ilişkili. Ancak kalıcı bir düşüş için sanayi ve teknoloji odaklı yatırımların hız kazanması gerekiyor
Temmuz ayında işgücü piyasasının bir diğer dikkat çekici gelişmesi, çalışma sürelerindeki artış oldu. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi bir önceki aya göre 1,2 saat artarak 42,6 saat oldu.
Bu artış hem üretim kapasitesinin genişlediğini hem de işyerlerinde iş yoğunluğunun arttığını gösteriyor. Ancak fazla mesaiye dayalı büyümenin uzun vadede işgücü verimliliğini zorlayabileceği ve çalışanlar üzerinde baskı yaratabileceği de unutulmamalı.
Türkiye işgücü piyasasının yapısal sorunlarını yansıtan âtıl işgücü oranı ise temmuz ayında önemli ölçüde düştü. Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan bu oran 3,1 puan azalarak %29,6 seviyesine geriledi.
Buna rağmen neredeyse her üç kişiden birinin potansiyel olarak işgücü dışında veya eksik istihdamla çalışıyor olması, işgücü piyasasının kırılganlığını gözler önüne seriyor. Özellikle kadınlarda potansiyel işgücünün yüksekliği, bu oranın yapısal nedenlerden beslendiğini ortaya koyuyor.
Veriler, Türkiye işgücü piyasasında en büyük sorunun hâlâ kadınların düşük işgücüne katılımı olduğunu gösteriyor. Temmuz ayında erkeklerde işgücüne katılım oranı %70,6 iken kadınlarda yalnızca %36,4 seviyesinde kaldı.
Bu fark, OECD ülkeleri ortalamasıyla kıyaslandığında Türkiye’nin kadın istihdamında oldukça geride olduğunu ortaya koyuyor. Kadınların işgücüne katılımı artsaydı, işsizlik oranındaki düşüş çok daha güçlü bir istihdam büyümesine dönüşebilirdi.
Temmuz 2025 işgücü verileri, Türkiye ekonomisi için iki yönlü bir tablo sunuyor. Bir yandan işsizlik oranının son iki yılın en düşük seviyesine gerilemesi ve genç işsizliğin düşüş göstermesi olumlu sinyaller veriyor. Öte yandan işgücüne katılımın azalması, kadın işsizliğinin hâlâ yüksek seyretmesi ve âtıl işgücünün üçte bire yakın olması, kırılganlıkların devam ettiğini ortaya koyuyor.
Kısacası, Temmuz 2025 sonuçları işgücü piyasasında umut verici bir iyileşme eğilimine işaret etse de bu iyileşmenin kalıcı hale gelebilmesi için kadınların istihdama katılımını artıracak politikaların, gençlere yönelik kalıcı istihdam programlarının ve üretim odaklı yatırımların güçlendirilmesi gerekiyor.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
Zaferozcivan59@gmail.com