Her yıl, dünyanın farklı coğrafyalarındaki güvenlik, huzur ve istikrar düzeylerini ölçen Küresel Huzur Endeksi (Global Peace Index – GPI), 2025 raporunu açıkladı. 163 ülkenin yer aldığı raporda, İzlanda bir kez daha listenin zirvesinde yer alırken, Türkiye ne yazık ki son sıralarda kendine yer buldu. Bu durum, ülkemizin iç ve dış güvenlik politikalarının, toplumsal huzur ve barış düzeyini olumsuz etkileyen bir tablo çizdiğini gösteriyor.
Rapora göre Türkiye, 163 ülke arasında 146. sırada yer aldı. Bu, Türkiye’nin sadece birkaç ülke ile birlikte listenin son diliminde bulunduğunu ortaya koyuyor. Endeks, ülkeleri değerlendirmek için 23 farklı kriter kullanıyor. Bu kriterler arasında; iç ve dış çatışmalar, terör olayları, şiddet suçu oranları, siyasi istikrarsızlık ve militarizasyon düzeyi bulunuyor.
Türkiye’nin sıralamada geride kalmasının başlıca sebeplerinden biri, iç güvenlik sorunları ve terör örgütleriyle mücadelede yaşanan zorluklar. PKK kaynaklı saldırılar, özellikle güneydoğu bölgelerinde halkın huzurunu ciddi şekilde etkiliyor. Ayrıca, Suriye’deki askeri varlığımız ve bölgesel gerilimler, endeks kriterleri açısından olumsuz bir tablo oluşturuyor.
Raporda, Türkiye’nin komşularıyla yaşadığı siyasi ve askeri gerilimler de dikkat çekiyor. Suriye, Irak ve Doğu Akdeniz’deki çatışma ve gerginlikler, sadece dış politika açısından değil, aynı zamanda iç güvenlik ve ekonomik istikrar açısından da doğrudan etkili oluyor. Bu durum, Türkiye’nin huzur endeksindeki puanını olumsuz yönde etkileyen önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.
Uzmanlar, Türkiye’nin sıralamadaki yerinin, sadece güvenlik sorunlarından kaynaklanmadığını, aynı zamanda sosyal huzur ve toplumsal adaletle ilgili eksikliklerin de etkili olduğunu belirtiyor. Toplumsal kutuplaşma, yerleşim yerlerindeki güvenlik algısı, ekonomik ve sosyal eşitsizlikler, bireylerin günlük yaşamında huzur hissini azaltan unsurlar arasında gösteriliyor.
Raporun diğer ucunda ise İzlanda bulunuyor. İzlanda, üst üste yıllardır listenin zirvesinde yer alıyor. Küçük nüfusu, düşük suç oranları, siyasi istikrarı ve yüksek sosyal güvenliği, İzlanda’yı küresel barış ve huzurun sembolü haline getiriyor. Bu tablo, ülkelerin güvenlik politikaları ve sosyal düzenlemelerinin, huzur endeksindeki yeri doğrudan etkilediğini gösteriyor.
Uzmanlara göre, Türkiye’nin İzlanda gibi bir tablo çizmesi uzun vadeli stratejilerle mümkün olabilir. Bunun için öncelikle iç güvenlik ve terörle mücadele alanında somut adımlar atılması, hukuk ve adalet sisteminin güçlendirilmesi ve toplumsal eşitsizliklerin azaltılması gerekiyor. Ayrıca, bölgesel iş birlikleri ve diplomasi yoluyla komşularla yaşanan gerilimlerin minimize edilmesi, Türkiye’nin huzur endeksindeki yerini iyileştirecek kritik faktörler arasında.
Küresel Huzur Endeksi, yalnızca bir sıralama tablosu değil; aynı zamanda ülkelerin barış ve güvenlik politikalarının etkinliğini ölçen önemli bir gösterge. İş dünyası, yatırımcılar ve uluslararası ilişkiler çevresi için bu tür veriler, ülkenin istikrarını ve risk seviyesini anlamak açısından kritik öneme sahip. Türkiye’nin son sıralarda yer alması hem uluslararası imaj hem de ekonomik yatırım potansiyeli açısından bir uyarı niteliği taşıyor.
Toplum açısından da bu endeks, bireylerin günlük yaşamında huzur ve güven algısını artıracak politikaların önemini hatırlatıyor. Kamu güvenliği, sosyal adalet, eşitlik ve toplumsal barışa yönelik adımların atılması, Türkiye’nin sıralamadaki konumunu yükseltebilir.
Küresel Huzur Endeksi 2025, Türkiye için açık bir mesaj veriyor: Barış, güvenlik ve toplumsal huzur alanlarında alınacak somut önlemler, sadece uluslararası sıralamaları yükseltmekle kalmaz, aynı zamanda vatandaşların günlük yaşam kalitesini artırır. İzlanda’nın örneğinde görüldüğü gibi, güven ve huzur bir ülkenin gelişmişliğinin ve istikrarının temel göstergelerinden biridir.
Türkiye, tarihi, coğrafi ve sosyoekonomik avantajlarına rağmen, mevcut güvenlik sorunları ve bölgesel gerilimler nedeniyle bu alanda geride kalıyor. Uzmanlar, uzun vadeli stratejilerle hem iç hem de dış güvenlik alanında ciddi iyileşmeler sağlanmadığı sürece, bu tabloyu değiştirmek zor olacağını belirtiyor. Ancak, atılacak doğru adımlar, Türkiye’nin sadece sıralamadaki yerini iyileştirmekle kalmayacak, aynı zamanda vatandaşların yaşam kalitesini de doğrudan artıracak.
Türkiye’nin huzur ve güvenlik alanında ilerlemesi hem uluslararası itibar hem de ekonomik kalkınma açısından kritik bir gereklilik olarak önümüzde duruyor. Bu bağlamda, Küresel Huzur Endeksi, yalnızca bir sıralama değil; aynı zamanda ülkenin geleceğine ışık tutan önemli bir rehber niteliğinde.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
Zaferozcivan59@gmail.com