Eylül 2025 Türkiye Ekonomisi Panoraması

2025 yılı Eylül ayı, Türkiye ekonomisi için hem olumlu hem de olumsuz gelişmelerin yaşandığı bir dönem oldu. Ağustos ayında enflasyon oranlarında bir miktar düşüş gözlemlenirken, sıkı para politikaları ve küresel ekonomik belirsizlikler ekonominin geleceği üzerinde etkili olmaya devam etti.

Enflasyon Verileri: Ağustos 2025

 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, Ağustos 2025’te Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık %32,95, aylık ise %2,04 artış gösterdi. Bu oran, temmuz ayındaki %33,52’lik yıllık enflasyona kıyasla bir miktar düşüşü işaret ediyor
Ağustos ayında enflasyona en yüksek katkıyı sağlayan harcama grupları arasında gıda ve alkolsüz içecekler (%3,02), konut (%2,66) ve ulaştırma (%1,55) yer aldı. Bu grupların yıllık artış oranları ise sırasıyla %33,28, %53,27 ve %24,86 olarak gerçekleşti
Çekirdek enflasyon göstergeleri de benzer bir eğilim gösterdi. C endeksi yıllık %33,0, B endeksi ise %32,7 olarak kaydedildi

 

Faiz Politikaları ve Para Politikası

 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), enflasyonla mücadele amacıyla faiz oranlarını az da olsa düşürdü. Bu sıkı para politikası, döviz kuru üzerinde baskı oluşturdu ve TL’nin değer kaybını hızlandırdı. Özellikle mart ayında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından TL, dolar karşısında değer kaybetti. Bu durum, yatırımcı güvenini sarstı ve piyasalarda volatiliteyi artırdı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dezenflasyon sürecinin kesintisiz devam ettiğini belirterek, “Sürdürülebilir büyüme ve toplumsal refah artışı için ön koşul olan fiyat istikrarını kalıcı şekilde sağlamak için mali disiplini ve yapısal adımlarımızı aynı kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi

Küresel Ekonomik Ortam ve Türkiye’ye Etkileri

OECD’nin Eylül 2025 tarihli Ekonomik Görünüm Raporu’na göre, küresel büyüme 2025 için %3,2 olarak öngörülüyor. Ancak, yüksek tarife oranları ve politika belirsizlikleri, ticaret ve yatırımlar üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Bu durum, Türkiye’nin dış ticaret dengesi ve büyüme beklentileri üzerinde baskı oluşturuyor.

Türkiye’nin dış ticaretinde, özellikle ihracatın artırılması gerektiği vurgulanıyor. Ancak, döviz kuru dalgalanmaları ve küresel talep belirsizlikleri, ihracatın sürdürülebilirliğini tehdit ediyor.

 

Geleceğe Yönelik Beklentiler ve Stratejiler

 

Türkiye’nin 2025 yılı için büyüme beklentisi %3,3 olarak belirlenmişken, 2026’da bu oran %3,8’e yükselmesi hedefleniyor. Ancak, enflasyonun düşürülmesi, dış ticaret açığının azaltılması ve işsizliğin kontrol altına alınması gibi yapısal reformların başarıyla uygulanması, bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde kritik rol oynayacaktır.

Ayrıca, yapay zekâ ve dijital dönüşüm gibi alanlarda atılacak adımlar, Türkiye’nin rekabet gücünü artırabilir ve ekonomik büyümeye katkı sağlayabilir. Bu bağlamda, eğitim ve teknoloji yatırımlarının öncelikli hale getirilmesi önemlidir.

Sonuç

Eylül 2025 itibarıyla Türkiye ekonomisi, sıkı para politikaları, politik gerilimler ve küresel ekonomik belirsizlikler arasında bir denge kurmaya çalışıyor. Büyüme ve enflasyon hedeflerine ulaşılabilmesi için, ekonomik reformların kararlılıkla uygulanması ve siyasi istikrarın sağlanması gerekmektedir. Aksi takdirde, ekonomik belirsizlikler ve toplumsal huzursuzluklar, büyüme beklentilerini olumsuz etkileyebilir.

Türkiye’nin gelecekteki ekonomik başarısı, sadece ekonomik politikalara değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasi faktörlere de bağlıdır. Bu nedenle, bütüncül bir yaklaşım benimsenerek, ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda eş zamanlı reformlar hayata geçirilmelidir.

ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
Zaferozcivan59@gmail.com

 

Yayınlama: 03.10.2025
Düzenleme: 03.10.2025 17:07
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.