15. Türkiye Enerji Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen Türkiye LPG Piyasası Oturumu, sektörün mevcut durumu ve enerji dönüşümüne uyumu açısından önemli mesajlara sahne oldu. Türkiye LPG Derneği Başkanı Eyüp Aratay, oturumda yaptığı değerlendirmelerde LPG’nin enerji stratejisindeki yerini, afet dönemlerindeki kritik rolünü ve dönüşüm sürecindeki konumunu anlattı.
8-9 Aralık 2025 tarihlerinde düzenlenen 15. Türkiye Enerji Zirvesi’nin ilk günü Türkiye LPG Piyasası oturumu gerçekleştirildi. Türkiye LPG Derneği Başkanı Eyüp Aratay LPG Piyasası oturumunda konuşmacı olarak yer aldı ve sektördeki gelişmelere yönelik açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin LPG piyasası, iklim hedefleri, enerji dönüşümü ve afet dönemlerindeki stratejik rolü üzerinden yeniden şekilleniyor.
15. Türkiye Enerji Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen Türkiye LPG Piyasası Oturumu, sektörün mevcut durumu ve enerji dönüşümüne uyumu açısından önemli mesajlara sahne oldu. Türkiye LPG Derneği Başkanı Eyüp Aratay, oturumda yaptığı değerlendirmelerde LPG’nin enerji stratejisindeki yerini, afet dönemlerindeki kritik rolünü ve dönüşüm sürecindeki konumunu anlattı.
Aratay son yıllarda enerji politikalarında temel bir yön değişikliği olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“2015–2020 döneminde çok tartıştığımız enerji stratejilerinde pozisyonlanma konusu, bugün çok daha kritik bir hâle geldi. Dünya başka bir yere gidiyor ve Türkiye de bu değişime ayak uydurmak zorunda. Paris Anlaşması ve 2053 karbon nötr hedefi, enerji politikalarının tek eksenli olmaktan çıkmasını sağladı.”
İklim değişikliğinin artık yalnızca çevresel bir mesele değil, yaşam biçimlerini ve tüketim alışkanlıklarını da etkileyen çok boyutlu bir başlık olduğunu vurgulayan Aratay, enerji stratejilerinin de bu doğrultuda yeniden tasarlandığını belirtti.
Oturumun önemli başlıklarından biri afet yönetimi ve acil durumlarda LPG’nin rolü oldu. Aratay, Türkiye’nin son yıllarda çoklu afetlerle karşı karşıya kaldığını hatırlatarak şunları söyledi:
“LPG depolaması, taşınabilirliği ve altyapıdan bağımsız çalışabilmesi sayesinde deprem, sel gibi çoklu afetlerde en hızlı devreye giren enerji kaynağıdır. Isınma, pişirme, aydınlatma, haberleşme gibi temel yaşam ihtiyaçlarında LPG kritik rol oynar. Bu nedenle ülkenin afet yönetimi planlarında LPG stratejisi çok daha net şekilde yer almalıdır.”
Enerji dönüşümünün tüm sektörleri olduğu gibi LPG sektörünü de yeniden şekillendirdiğini belirten Aratay, sektörün sürdürülebilirlik politikalarına daha fazla entegre olması gerektiğine dikkat çekti:
“Sürdürülebilir kalkınma hedefleri, karbon azaltım taahhütleri ve yeni enerji uygulamalarıyla birlikte LPG sektörünün daha net bir duruş sergilemesi gerekiyor. Bu dönüşüm bir tercih değil, zorunluluk.”
Enerji politikaları şekillenirken LPG’nin dışlanamayacağını belirten Aratay, sektörün bu dönüşüme uyum sağlamak için gerekli adımları attığını vurguladı.
Aratay, sektördeki şirketlerin enerji strateji belgelerine katkı sunduğunu, politik karar vericilere düzenli raporlar ilettiklerini ve dönüşüm konusunda iş birliği içinde olduklarını da ekledi.
Aratay, “Sıvılaştırılmış petrol gazı tamamen etkisini kaybetti mi?”, “LPG’nin geleceği var mı? sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Hayır, LPG tamamen ortadan kalkmıyor. Ancak rolü dönüşüyor. Aşırı hızlı gelişen teknolojiler var, alternatif yakıtlar geliyor ama LPG hâlâ ulaşılabilirlik, taşınabilirlik, depolanabilirlik ve maliyet avantajı açısından benzersiz özellikler sunuyor.”
Aratay, LPG’nin özellikle kırsal alanlarda, sanayide, tarımda ve acil durumlarda uzun yıllar önemini koruyacağını belirtti.
Dünya piyasalarında yaşanan krizlere rağmen Avrupa ülkelerinin LPG kullanımında istikrarı koruduğunu söyleyen Aratay:
“Avrupa’da örnek alınabilecek çok iyi modeller var. Kriz dönemlerinde kimse enerji güvenliğini hafife almıyor.” diyerek, Türkiye’nin de bu deneyimlerden faydalanması gerektiğini ifade etti.
Türkiye LPG Derneği’nin uzun süredir sektöre katkı sağlayan çalışmalar yaptığını belirten Aratay, şu değerlendirmeyi yaptı :
“Enerji stratejisindeki değişim çok net. Sektör bu dönüşümü reddetmiyor, aksine güçlü şekilde destekliyor. Doğru politikalar, doğru yatırımlar ve sürdürülebilirlik yaklaşımıyla LPG, Türkiye’nin enerji denkleminde önemli bir aktör olmaya devam edecek.”
Enerji sektöründe rekabetin artık sadece fiyat veya tedarik üzerinden değil, sürdürülebilirlik, karbon azaltımı ve çevresel uyum gibi başlıklardan oluştuğunu belirten Aratay şöyle konuştu:
“Avrupa’nın yeşil dönüşüm süreci bize de doğrudan yansıyor. Sektör artık sadece birbiriyle rekabet etmiyor; aynı zamanda geleceğin enerji standartlarına uyum sağlama yarışı içindeyiz. Sıfır emisyon hedefleri, alternatif yakıtlar, yeni teknolojiler… Tüm bunlar LPG sektörünün dönüşümünde de belirleyici olacak.”
Türkiye’nin jeopolitik konumunun LPG ticareti ve arz güvenliği açısından önemli avantajlar sunduğunu hatırlatan Aratay:
“Biz transit hatların merkezindeyiz. Bu nedenle LPG’nin lojistik, depolama ve dağıtım süreçlerinde güçlü bir altyapıya sahibiz. Bu avantajı daha iyi değerlendirmeliyiz.”
dedi.
Aratay, LPG sektörünün uzun yıllardır kamu otoriteleriyle uyumlu bir çalışma zemini oluşturduğunu, regülasyonların ve piyasa yapısının sektörün sürdürülebilir büyümesi için kritik olduğunu belirtti.
“Enerji politikaları çok boyutlu. Biz sektör olarak hem güvenlik hem çevre hem de arz sürekliliği açısından sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Kamu ile koordineli çalışmak, bu süreci daha güçlü hale getiriyor.”
