E-Mod ve Zebra Elektronik Yönetim Kurulu Başkanı Berkay Somalı batarya teknolojilerinin artık sadece üretim ve kullanım alanlarıyla sınırlı bir konu olmadığını; şarj altyapısı, dağıtım şebekesi ve enerji sürekliliği açısından kritik bir yapı taşı haline geldiğini belirtti.
Elektrikli araçların hızla yaygınlaştığı Türkiye’de, şebeke kapasitesinin sınırlarına yaklaşılması batarya depolama sistemlerini gündemin üst sıralarına taşıdı. Enerji sektöründe yapılan son değerlendirmelerde, hem şarj operatörlerinin hem de dağıtım şirketlerinin önümüzdeki 5 yıl içinde depolama çözümlerine zorunlu olarak yöneleceği vurgulandı.
Şebekeye bağlı bataryaların, elektrik kesintileri ve pik talep dönemlerinde aktif olarak kullanılmasının Avrupa’da önemli ölçüde arttığına dikkat çekildi. Türkiye’de bu kullanımın henüz başlangıç seviyesinde olduğu, ancak önümüzdeki dönemde örneklerin çoğalacağı belirtildi.
Berkay Somalı, “Türkiye’de elektrikli araçların tamamının dönüşmesi halinde bile şebekedeki ek yük yaklaşık yüzde 15 civarında artacaktır. Bu, yönetilebilir bir artış. Fakat esas sorun, enerjinin sağlanması değil, son noktaya ulaştırılmasıdır” dedi.
Şarj Operatörleri 40 Bin Ünitenin Üzerine ÇıktıBugüne kadar Türkiye genelinde yaklaşık 40 bin şarj ünitesinin kurulduğu bilgisini paylaşan Somalı, operatörlerin mümkün olduğunca yüksek kapasiteli noktalara yatırım yapmaya çalıştığını, ancak son noktadaki kapasitenin giderek yetersiz hale geldiğini vurguladı.
“Başlangıçta nispeten uygun maliyetlerle son noktaya ulaşılabiliyordu; ancak bugün bazı bölgelerde kilovat başına maliyetlerin milyon liralara ulaşmaya başladığını duyuyoruz.”
Şarj istasyonu kurulumlarında batarya destekli çözümlerin öneminin arttığını belirten Somalı şu örneği verdi:
“Bir operatör, şebekeden sadece 50 kW talep etmesine rağmen istasyonunda 400 kW güce ihtiyaç duyabiliyor. Bu durumda şebeke bağlantısını büyütmek yerine batarya destekli güç yönetimi çok daha ekonomik bir seçenek haline geliyor.”
Özellikle şebekeden uzak, güç artırma maliyetlerinin çok yüksek olduğu bölgelerde bu uygulamaların artacağı ifade edildi.
Somalı, Türkiye’nin mevcut şebeke yapısının sınırlılıkları nedeniyle 5 yıl içerisinde pek çok bölgede depolama teknolojilerinin zorunluluk haline geleceğini belirtti:
“Dağıtım şirketleri bazı bölgelerde kapasiteyi artırmakta zorlanıyor. Bu nedenle enerji depolama sistemleri ile şarj altyapısının desteklenmesi kaçınılmaz olacak.”
Mevcut lityum tabanlı bataryaların yoğun şarj-deşarj döngülerinde ömür kaybı yaşadığını, ancak yeni nesil katı hal bataryaları ve gelişmiş kapasite teknolojilerinin bu sorunu büyük ölçüde azaltacağı ifade edildi. Ayrıca enerji depolama yatırımlarının önünü açacak yönetmelik değişikliklerine ihtiyaç olduğu vurgulandı.
“Bugün 50 kW’lık bir kapasiteye sahipseniz 50 kWh’lık bir batarya kurabilirsiniz. Ancak hem şebeke destek fonksiyonları hem de araçtan şebekeye enerji aktarımı gibi yeni iş modelleri için düzenlemelerin güncellenmesi gerekiyor.”
Sektördeki uluslararası iyi uygulamaların Türkiye’ye uyarlanması için yoğun çalışmalar yürütüldüğünü belirten Somalı, hem Avrupa’da hem Asya’da gelişen modellerin yakından takip edildiğini söyledi. Ancak Türkiye’nin piyasasının kendine özgü dinamikleri olduğunu vurgulayan Somalı, “Bu sektör kendi düzenini kuran, çok hızlı büyüyen ve belli kurallara ihtiyaç duyan bir yapıya sahip. Özellikle standartlar, yasaklar ve teknik şartnameler konusunda netleşme gerekiyordu” dedi.
Yeni yönetmeliklerin yayımlanmasıyla birlikte belirsizliklerin büyük ölçüde ortadan kalktığını ifade eden Somalı bazı bölgelerde hâlâ düzenleme eksiklikleri olduğuna dikkat çekti. “Örneğin bazı bölgelerde benzer regülasyonlar henüz çıkmadı. Kolektör tarafındaki bazı uygulamalar için hâlâ beklenen düzenlemeler var” açıklamasında bulundu.
Somalı, düzenleyici kurumların sektöre genel olarak olumlu yaklaştığını belirterek şunları söyledi:
“EPDK’nın sektöre bakışının kısıtlayıcı değil, gelişimi destekleyici olduğunu görüyoruz. Çok pozitif geri dönüşler alıyoruz. Tek beklentileri, tüketicinin korunması. ‘Tüketiciyi üzmeyin, şikâyetleri artırmayın’ diyorlar. Bu konuda tamamen hemfikiriz.”
Sektördeki dayanışmanın önemine de değinen Somalı, “Temel amacımız tüketiciye doğru, güvenilir ve kesintisiz hizmet sunmak. Bu konuda tüm operatörler aynı hassasiyeti taşıyor” dedi.
Somalı, geçmiş dönemde bazı konularda tereddütler yaşandığını ancak yönetmelik değişiklikleriyle birlikte sektörde önemli bir açıklık sağlandığını söyledi:
“Birçok alanda eski kalan ya da uygulamada soru işaretleri yaratan maddeler vardı. Biz de bunları hem deniyor hem de ilgili kurumlarla paylaşıyorduk. Şimdi yeni yönetmelik değişikliğiyle birlikte çok daha net bir çerçeve oluştu.”
Elektrikli araçlar ve ilgili altyapıya da değinen Somalı, operatörlerin yeni döneme hazırlık yaptığını belirtti:
“Biz de elektrikli araç altyapısı tarafında hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Tüm operatörlerle konuşuyorum; herkes bu dönüşüme uyum sağlamak için ciddi bir çaba içinde.”