2025 yılı, lojistik sektörü açısından yalnızca maliyetlerin arttığı bir dönem değil; karar alma süreçlerinin ciddi şekilde sorgulanması gereken bir yıl oldu. Bu makale, lojistiğin hâlâ operasyonel bir gider kalemi olarak ele alınmasının şirket kârlılığı, nakit akışı ve satış sürdürülebilirliği üzerindeki etkilerini analiz etmektedir. Özellikle Bursa ve Anadolu merkezli üretici firmalar için öne çıkan yapısal sorunlar ve çözüm önerileri ele alınmaktadır.
2025’te Lojistik Neden Yanlış Okundu?
2025 boyunca lojistik gündemi büyük ölçüde navlun fiyatları, kapasite sorunları ve jeopolitik riskler üzerinden şekillendi. Ancak bu başlıklar, yaşanan kırılmanın sonuçlarıydı, nedenleri değil.
Asıl problem, lojistiğin hâlâ: Satın alma pazarlığı, operasyonel takip, muhasebe gideri olarak ele alınmasıdır.
Günümüz küresel ticaretinde lojistik, satışın sürekliliğini, tahsilat hızını ve müşteri sadakatini belirleyen stratejik bir yönetim alanıdır. Bu bakış açısı geliştirilemediği sürece, maliyetler kontrol altına alınsa dahi kârlılık sürdürülebilir olmamaktadır.
Satış, Lojistik Uyumsuzluğu ve Gizli Kârlılık Kaybı
2025 yılında birçok şirkette ortak bir tablo ortaya çıktı:
Ciro artıyor ancak net kâr aynı oranda büyümüyor.
Bunun temel nedenlerinden biri, satış ekiplerinin lojistik kapasiteyle uyumlu olmayan taahhütler vermesidir. Dar teslimat pencereleri, agresif terminler ve esneklik beklentisi, lojistik tarafında şu sonuçları doğurdu: Ek sefer maliyetleri, alternatif ve pahalı taşıma çözümleri, operasyonel stres ve verimsizlik.
Bu maliyetler çoğu zaman:
Sonuç olarak şirketler, farkında olmadan kârsız satış hacmi üretti.
Lojistik ve Finans Göz Ardı Edilen Nakit Akışı Etkisi
Lojistik performansın finansal etkisi çoğu şirkette hâlâ yeterince ölçülmemektedir. Oysa teslimat gecikmeleri doğrudan şu zinciri tetikler:
Geciken teslimat -Geciken fatura – Uzayan tahsilat -Artan finansman maliyeti
Özellikle 2025 yılında artan faiz ortamında, lojistik kaynaklı her gecikme şirketlerin işletme sermayesi ihtiyacını büyütmüştür.
Avrupa’da birçok şirket lojistik performansı şu metrikle takip etmektedir:
Siparişten Tahsilata Kadar Geçen Süre
Türkiye’de ise ölçüm hâlâ büyük ölçüde:
Araç kaç günde teslim etti? seviyesindedir. Bu yaklaşım, finansal resmin önemli bir bölümünü görünmez kılmaktadır.
Bursa Örneği, Hız Avantajı Neden Yeterli Olmadı?
Bursa, üretim kabiliyeti ve Avrupa’ya yakınlığı sayesinde lojistik açıdan avantajlı bir konumdadır. Ancak 2025 yılı, bu avantajların tek başına yeterli olmadığını göstermiştir.
Avrupa pazarında müşteri beklentisi değişmiştir. Bugün öncelik:
Bursa’daki birçok firmanın karşılaştığı temel sorun; hız odaklı çalışırken süreç standardizasyonunu ve ölçülebilirliği ihmal etmesidir. Bu durum, müşteri güveninin zedelenmesine ve sözleşme yenileme süreçlerinde dezavantajlara yol açmaktadır.
Filo ve Tedarikçi Yönetiminde Yapısal Hatalar
2025’te kapasite sorunlarına karşı birçok şirket: Filoyu büyütmeyi, alternatif taşıyıcı sayısını artırmayı tercih etti. Ancak çoğu zaman şu adımlar atılmadı:
Bu nedenle kapasite artışı, maliyet kontrolü yerine kontrolsüz büyümeye dönüştü.
Kritik Değerlendirme Soruları
2026’ya girerken şirket üst yönetiminin şu sorulara net cevap verebilmesi gerekmektedir:
Bu sorulara verilen cevaplar, şirketin rekabet gücünü doğrudan belirleyecektir.
Son olarak;
2025 yılı lojistik sektörü için bir uyarı niteliği taşımaktadır. Sorun; tır, rota ya da sınır kapılarında değil, lojistiğin şirket stratejisinde konumlandırıldığı yerdedir.
Lojistiği satış, finans ve stratejiyle entegre eden şirketler için 2026 önemli fırsatlar sunacaktır. Aksi halde büyüme yalnızca rakamsal kalacak, değer üretmeyecektir.