Türkiye konut piyasası Eylül ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla dikkat çekici bir hareketlilik sergiledi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, Eylül 2025’te ülke genelinde 150 bin 657 konut el değiştirdi. Bu rakam, bir önceki yılın aynı ayına göre %6,9’luk bir artış anlamına geliyor. Yılın dokuz aylık toplamında ise satışlar geçen yılın aynı dönemine göre %19,2 artışla 1 milyon 128 bin 727 seviyesine ulaştı.
İstanbul, Ankara ve İzmir Liderliğini Korudu
Konut satışlarında Türkiye’nin en büyük üç kenti bir kez daha zirveyi paylaştı. İstanbul 24 bin 119 satışla toplamın %16’sını tek başına oluştururken, onu 13 bin 417 konut satışıyla Ankara ve 8 bin 544 satışla İzmir izledi. Buna karşın, Ardahan (70), Bayburt (117) ve Tunceli (142) satışla listenin son üç sırasında yer aldı.
Bu dağılım, konut talebinin coğrafi olarak hâlâ büyük oranda metropol merkezlerde yoğunlaştığını gösteriyor. Özellikle ulaşım altyapısına, üniversitelere ve ekonomik faaliyet merkezlerine yakın bölgelerde konut arzının da fiyat artışlarına rağmen canlı kaldığı dikkat çekiyor.
İpotekli Satışlarda Yükseliş, Faiz Hassasiyetine Rağmen Devam Ediyor
Verilere göre Eylül ayında ipotekli satışlar %34,4 artarak 21 bin 266 adede yükseldi. Böylece toplam satışlar içindeki ipotekli satışların payı %14,1 oldu.
Ocak-Eylül döneminde ise ipotekli konut satışları %76 artışla 162 bin 493’e ulaştı. Bu çarpıcı yükseliş, yüksek faiz ortamına rağmen krediyle konut edinme talebinin yeniden canlanmaya başladığını gösteriyor. Uzmanlara göre, son dönemde konut kredilerinde bankaların uyguladığı farklı vade ve faiz kombinasyonları, özellikle orta gelir grubundaki tüketicilerin yeniden piyasaya dönmesini sağladı.
Ayrıca, ilk el konutlarda yapılan ipotekli satışların (Eylül’de 4.978 adet) artışı, yeni konut projelerinin finansman kolaylıklarıyla desteklendiğini ortaya koyuyor.
İlk El ve İkinci El Satışlar Arasında Denge Arayışı
Konut piyasasında ikinci el satışların hâkimiyeti sürüyor. Eylül ayında 103 bin 540 ikinci el konut satılırken, ilk el satışlar 47 bin 117 adet olarak kaydedildi. Böylece ikinci el konutların toplam satış içindeki payı %68,7’ye, ilk el satışların payı ise %31,3’e ulaştı.
Yılın ilk dokuz ayında da tablo benzer: İlk el satışlar %13,9 artışla 342 bin 641, ikinci el satışlar ise %21,6 artışla 786 bin 86 olarak gerçekleşti. Bu durum, özellikle mevcut stoktaki ikinci el konutların, yeni projelere göre daha erişilebilir fiyat avantajı sunduğunu gösteriyor.
Gayrimenkul sektörü temsilcileri, “kentsel dönüşüm sürecinin hızlanmasıyla ikinci el konutların yenilenme potansiyelinin” piyasada cazip bir alternatif oluşturduğunu belirtiyor.
Yabancıya Satışta Gerileme: Ruslar Lider, Ancak Talep Zayıf
Eylül ayında yabancılara yapılan konut satışları, %7,7 azalışla 1.867 adet olarak gerçekleşti. Yılın ilk dokuz ayında ise satışlar geçen yıla kıyasla %12,6 azalarak 14 bin 944’e geriledi.
Yabancıların toplam konut satışları içindeki payı yalnızca %1,2 seviyesinde kaldı. Bu oran, önceki yıllarda %3-4 aralığında seyrediyordu.
En çok satış yapılan iller İstanbul (744), Antalya (557) ve Mersin (124) olurken, ülke uyruklarına göre Rusya Federasyonu vatandaşları 267 konutla ilk sırada yer aldı. Onları İran (202) ve Irak (146) vatandaşları izledi.
Uzmanlara göre, küresel jeopolitik gerginlikler, Türkiye’deki mülk edinme koşullarında yapılan yasal düzenlemeler ve döviz kuru oynaklığı, yabancı yatırımcıların temkinli davranmasına neden oldu.
Yılın İlk Dokuz Ayında Güçlü Performans: 1,1 Milyonun Üzerinde Satış
Konut satışlarının Ocak-Eylül döneminde 1 milyon 128 bin 727’ye ulaşması, sektör açısından önemli bir gösterge. Bu rakam, 2024’ün aynı dönemine göre %19,2’lik bir artış anlamına geliyor.
Sektör uzmanları, bu artışın üç temel etkene dayandığını vurguluyor:
Kira artışlarıyla yön değiştiren talep: Özellikle büyükşehirlerde kiraların yüksek seyretmesi, hane halklarını konut sahibi olmaya yönlendiriyor.
Yeni projelerin devreye girmesi: 2025’in ortalarından itibaren teslim sürecine giren büyük projeler, satış rakamlarını yukarı taşıdı.
Yatırım amaçlı alımların geri dönüşü: Enflasyona karşı korunma refleksiyle gayrimenkul, yeniden güvenli liman olarak görülmeye başlandı.
Bölgesel Dengesizlik ve Arz Sorunu Sürüyor
Her ne kadar toplam satışlarda artış yaşansa da bölgesel dengesizlik dikkat çekici. Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu illerinde konut satışlarının hâlâ düşük seviyelerde seyretmesi, gelir farklarının ve yatırım eğilimlerinin mekânsal farklılığını gözler önüne seriyor.
Öte yandan büyük şehirlerde arz sıkıntısı, özellikle orta gelir grubunun konuta erişimini zorlaştırıyor. İnşaat maliyetlerindeki artış, arsa fiyatlarındaki yükseliş ve kentsel planlama süreçlerinin yavaş ilerlemesi, yeni konut üretimini sınırlıyor.
Sektörün Beklentisi: Faiz İndirimi ve Arz Artışı
Gayrimenkul sektörü temsilcileri, yılın son çeyreğinde konut kredilerinde olası faiz indiriminin, ipotekli satışları daha da artırabileceğini öngörüyor. Ayrıca, kamu destekli konut projelerinin hızlanması ve yerli yatırımcılara yönelik teşviklerin genişletilmesi bekleniyor.
Ekonomistler ise, yüksek fiyat seviyeleri ve krediye erişim güçlüğü nedeniyle konut piyasasındaki büyümenin sınırlı kalabileceği görüşünde. Buna karşın, talebin tamamen daralmasını bekleyen yok; zira Türkiye’de konut, yalnızca barınma değil, birikim ve güvenli yatırım aracı olarak da önemini koruyor.
Sonuç olarak, Eylül 2025 verileri, Türkiye konut piyasasında hem talep yönlü toparlanma hem de bölgesel farklılıkların sürdüğünü gösteriyor. Artan satış rakamları, tüketici güvenindeki kısmi iyileşme ve ekonomik dengelenme sürecinin etkilerini yansıtırken; faiz politikaları ve gelir artışı, önümüzdeki dönemde sektörün yönünü belirleyecek ana faktörler olacak.